Aktüel Yorum

AÇIK MEKTUP

Dün ailece Ak Parti Genel Başkanı, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Binali Yıldırımdan imzalı bir mektup aldık. Sonra eşi dostu aradık. Onlarada gelip gelmediğini sorduk. Geçen yılda buna benzer bir mektubu Davutoğlundan almıştık. Mektubu okurken, inşallah Binalinin akibeti, Davutoğluna benzemez dedik.

Binali Bey mektubuna başlarken, göçün kısa bir tarihini, bu tarihten çıkarılacak derslerin olduğunu kaleme almış. Ancak, geçmiş bu tarihte bazı hatalar olsa da, bugün bize baktığında, ”değerlerinden ve kültürlerinden” taviz vermeyenler olarak, iş dünyasında, spor ve bilim alanında elde ettiğimiz başarılardan dolayı, milletce, millet ve kendi adına gurur duyduğunu belirtmiş.

Bu ”kültürlerinden ve değerlerinden”, taviz vermeyen milyonların, Binali Beyin ülkesi tarafından yasaklanan ana dilleri, özgürce uygulayamadıkları inançları, talep ettikleri sistemleri, Binali Beyin oğlunun bir gemiciği daha olsun diye gasbedilen ekonomik hakları yüzünden, sürgünde yaşamak zorunda kalmalarının bedeline, Binali Beyin ve milletinin ”gurur duyması” ilaç gibi gelecektir sanırım.

Binali Bey ülke tarihinin son 15 yılını baz alarak, yarattıkları istikrar sonucu “’Aktör bir Ülke’” olduklarını, içte ekonomisiyle, demokrasisiyle, dış siyasetde ise, yürüttükleri politikalarla, güçlü bir ülke haline geldiklerini yazmış.

Binali Beyin içte yaptıklarının bazılarını, dışta kaldığımız için kaçırmış olabiliriz ama. Dışta yaptıklarının ne olduğunun etkilerini bize yansımalarını birfiil hep birlikte yaşıyor, görüyoruz.

Her ne kadar ekonomide göreceli değişimin olduğunu istatistiklere bakarak bizde görüyor olsak da. Havaalanlarında uçaklarla inişe geçtiğimizde, şehirlerin, bina ve inşaat çöplüğüne dönüştüğünü, tüm yeşil alanların yok edildiğini üzülerek izliyoruz. Vatan hasreti yüzünden arabalarımızla Türkiyeye gitmeye kalktığımızda 6 , 7 ülkeye elimizdeki torbadan, verdiğimız geçiş parasına birde sizlerin yaptırdığı duble yollarının parasının eklenmesinin mutluluğunu yaşıyoruz.

Binali Beyin ülkesinde, hangi alanda demokratik atılımların yapıldığını henüz keşfedemedik.

Bize gönderilen bu mektupları alınca, özel bilgi ve adreslerimizin Ak partinin eline nasıl geçtiğini ve başbakan olarak bu yasal olmayan, anti demokratik hak gasbı mektupların, hangi demokratik atılıma sığdığını henüz belirliyemedik?

Ülkesinde binlerce insanın, akademisyen, yazar, gazeteci, öğrenci vede siyasetcinin muhalif oldukları gerekçesiyle hapisanelere tıkıldığını, her dönem yeni bir düşman tanımı yapılarak, hukuğun, adaletin yok edildiğini, özgürlüklerin nasıl askıya alındığı, OHAL gibi anti demokratik bir uygulanmanın yürürlükte olduğu bir dönemde, ne demokrasisinin uygulandığını mektubunda bulamadık.

Medyanın basının yok edildiğı hatta, cocuk tvlerının bile kapatıldığı, alevilerin, kürtlerin, solcuların Tv´lerinin kapatıldığını hatta önce yandaş, sonra da hain vatandaş yapılan gülenci tarikat tv ve basının kapatılıp susturulduğunu tüm Tvnin basının Erdoğan ve AKPnin borazanı haline getirildiğine, izleyerek dinleyerek tanık edildik.

Dış siyasetinizi radikal dinci gruplara havale ettiğinizi, diplomatik dili bilmediğinizi, çevrenizde kavga etmediğiniz bir ülke bırakmadığınızı, önce efelenip sonra boyun eğdiğinizi üzülerek izledik.

İçerisinde bulunduğunuz, yarı demokratik çoğulcu sistemi, Tek adamlı, anti demokratik, dinci, ırkçı ve de cinsiyetçi bir sisteme dönüştürmek için, parlemontadan yumruklarla geçirdiğiniz Referandum kararınızı. Hırsızı, arsızı, yolsuzu aklayarak, sadece muhalefet partisi HDPnin milletvekillerini tutsak edip, oy kullanmalarını engellediğinizi, milyonlarca insanın oyunu gasbettiğınizi, sonra da kalkıp millet ve ülke adına siyaset yaptığınızı, bunun adına da ”istikrara katkı” diye anlamlandırmanızı ne bize ne de Uluslararası kamuoyuna anlatamazsınız.

Adına demokrasi mücadelesı dediğiniz 15 Temmuzda televizyon, basınınızda vahşet görüntülerı sergilediğiniz, her alanı bir ahtopot gibi kuşattığınız, yüzlerce insanın görevden alarak hapisanelere tıkdığınız, ekonomik çıkar kavgaları yüzünden dalaştığınız, kan akıttığınız, tüm para iktidar getiren alanları kaptığınız, bunca hukuksuz olay karşısında da çıkıp, iktidar partisi olarak siyasal hukuki bir sorunmluluk almadığınızı vede eski ortağınız Tarikatçı dinci Gülene karşı kazandığınız zaferinize mi, ”demokrası mücadelesi” dememizi mi bekliyorsunuz?

Binali Bey, bizlerle gurur duyduğunuz o, iş, sanat, bilim, ilim ilerlemelerini Hukuk Devletinin bize sunduğu olanaklar doğrultusunda elde ettik.

Bu nedenledir ki burada bize tanınması gereken olanakları, ne, tek adamlı anti demokratik faşist dincı ırkçı bir devletten, nede allahtan bekliyoruz. İnsanların yaşama garantileri, mücadele verip elde ettikleri demokratik değerler üzerinden yükseldiğine ve insan olarak, kendilerininde yaşamlarınında devletlerininde saygınlık kazandığına inanıyoruz.

Sizlerden modern, haklarını hukuk devletinden alan, demokrasi, insan ve tüm canlıların haklarına saygılı, saygın demokratik bir TÜRKİYE istiyoruz.

6.4.2017

Nebahat Dertli

Bir yanıt yazın

Yazarın bir önceki yazısı
Kapalı
Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Reklamı engelleyerek iyi yapmışın, yazıya odaklanmakta fayda var.