Aktüel DünyaAktüel Yorum

Naci’ye Veda

Dün akşamın geç saatlerinde sevgili arkadaşımız Naci Lüle’nin vefat haberiyle sarsıldık. Büyük bir heyecanla bir hayat yatırımı olarak gördüğü Aydın-Çine’nin, kendi deyimiyle bir “dağ köyünde” kurduğu zeytinliğinde talihsiz bir traktör kazasında hayatını kaybettiğini öğrendik.

Naci gittiği her yere neşe ve sevinç saçan bir insandı. Uzun süre Hamburg Halkevi’nin halk dansları ekibinde yerini almış, özellikle 90’lı yıllardan itibaren anti ırkçı mücadelesine önemli katkılar sağlamıştı.  Dans etmeyi o kadar severdi ki, gençlik yıllarında halk dansları ekibinin resmi gösterilerinin dışında bir grup arkadaşıyla davet edilmediği düğünlere giderler, dans yetenekleriyle hiç tanımadığı insanların meclislerine neşe ve zenginlik katarlar, bunu büyük bir gururla anlatırlardı. Bir keresinde rastgele gittikleri bir düğünde insanların eğlenemediklerini görüp nasıl sahne aldıklarını, düğünü nasıl coşturduklarını, düğünden ayrılmak üzereyken düğün sahibinin kendilerine nasıl yalvar yakar olduğunu, “siz giderseniz düğün biter” diye nasıl kalmaları için onları ikna etmeye çalışdığını büyük bir heycanla anlatırdı.

Sonra bizim bitmez tükenmez gezilerimiz… Korona dönemine kadar neredeyse her yıl katıldığımız Paris- Lutte Ouvrière işçi festivalinde çadır sohbetleri… Bremen ve çevresinde düzenlediğimiz “göçmen” konulu hafta sonu seminerleri… Türküler, şarkılar… Baltık denizi ve Ege’de (Marmaris-Datça) yaptığımız, ekibinin tamamen acemilerden oluşan yelkenli yat turları ve o acemiliğin yarattığı ufak tefek kazalar… Tekneyi karaya oturtunca herkesin suçu diğerine attığı şamata… “Teknenin en rahat yerini merak ediyorsanız Naci’yi takip edin” anekdotu…  Bunların hiç birisi Naci’siz düşünülemezdi.

Marmaris-Datça arası koylarda demirlediğimizde, lüks ve oldukça kazık restaurantlara, büyük bir güven içerisinde, pazarlık yapmak için Naci’yi gönderirdik.  Naci mekan sahibiyle bütün ürünlerin tek tek maliyetini tartışır, şaşırtıcı bir fiyatla geri gelirdi. Yine bir keresinde restaurant sahibiyle Ekmek içi köfte tartışması yapmış, ekmek içi köfte vermek istemeyen rastaurant sahibini, “Ekmek var, köfte var, soğan var, domates var, nasıl Ekmek içi köfte olmaz?” diyerek ikna etmiş, bir kucak ekmek içi köfteyle tekneye gelmiş, bizi bir daha şaşırtmıştı.

Naci kızlarına çok bağlıydı. Yukarıda bahsettiğim meşhur turlarımızın bir çoğunda kızları da bulunurdu. Çocuklarının eğitiminden ergenliğine, onların her şeyiyle ilgilenirdi. Hiç bir şekilde otorite bilmez onlara sonsuz sevgi verirdi. Naci çok iyi bir pedagogdu. Politikayla ilişkisi neredeyse sadece Kılıçdaroğlu üzerindendi. Biz onu Marxist yapamamıştık ama o bizi Kılıçdaroğlu’na oy vermeye ikna etmişti.

Hayatın kime nasıl davranacağı kesinlikle bilinemiyor. Büyük bir heyecan ve tutkuyla yeni bir hayat kurmak istediği yerde hayatını kaybetti arkadaşımız. Bu kadar anılarımızın içerisinde Naci’yi unutmak ne mümkün. Her zaman anılarımızda yaşayacak. Son yıllarını Naci’nin kurmak istediği hayata adayan ve bunun için büyük bir çaba gösteren partnerine, biricik kızlarına, eş, dost ve akrabalarına, ondan haber almak için gün boyu beni arayan arkadaşlarına baş sağlığı ve sabırlar  diliyorum. Huzur içerisinde uyu canım arkadaşım.

Erkan Kurukavak
 

Hamburg, 13.06.2024

Yazarın bir önceki yazısı
Kapalı
Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Reklamı engelleyerek iyi yapmışın, yazıya odaklanmakta fayda var.