
CORONA SEN NESİN !
2020 yılının başlarından itibaren , tüm dünyayı saran, Corona-Covid 19 virüsü nedeni ile , insanlık bir kaos ortamına girdi. Devletler, kıtalar, milletler, her türlü önleme rağmen bu virüse teslim olmaktan kurtulamadılar. Sınırlar kapatıldı, sokağa çıkma yasakları uygulandı, komşunun komşu ile görüşmesi, aile de kardeşin kardeş ile buluşması engellendi. İki yıldır süren bu öldürücü mikrop, her zaman olduğu gibi , en çok fakir fukara, garib-gurabayı vurdu. Kim çıkardı, nasıl musallat odu, bin bir efsane üzerinden yorumlar yapıldı.
Emperyal sistemin insanı kontrol etmek için, iradesini denetim altına alıp, istediği gibi yönetme aracıdır diyen mi dersin, Çinin labaratuavar ortamında üretip, batı ve amerikaya karşı kullanmak istediği biyolojik bir silah olduğunu iddia edeni mi dersin. Çinin Vuhan eyaletinde yabani hayvan pazarında satılan yarasalardan insana bulaştığını diyenleri mi dersin. Teorinin bini , bir para tartışılıp duruyor. Fakat bunların hiç biri Coronanın öldürücü sonucunu değiştirmiyor. Dünyada her gün binlerce insan bu virüsden can veriyor. Özellikle toplumsal, sosyal hayat , eğitim, spor, sivil toplum, düğün dernek işleri başta olmak üzere, ticari ve kurumsal bir çok alandaki çalışmalar durmuş vaziyette. Bu dönemin en önemli sloganı, Maske-Mesafe- Temizlik/Hijyen oldu. Hala yükselişi durdurulamayan bu virüse karşı bir tedavi ilacı bulunmuş değil. Şimdilik eldeki tek önlem, virüse karşı henüz yeni bulunan, aşı imkanıdır. O da henüz yeteri kadar dünya nüfusuna yetecek durumda değildir. Öncelikle zengin ülkeler de, insanların sıraya alınarak belki bir- iki yıl sürecek aşılama ile çare aranmaktadır. Sonucun ne olacağı da, henüz belli olmayan bir muammadır.
Bu sürecin can ve mal kaybı madurları yanında, birde maske, dezenfektan, paket servisicisi Amazon gibi zenginlerine, bir de aşı bulan firmaları oldu. Dünyada bir çok ülkede insanlar açlık ve sefalete sürüklenirken, bu Corona döneminin bir de artan milyarderleri ortaya çıktı. Yani insanlık can derdinde iken, birileri malı götürme fırsatına dönüştürdüler. Fakat unutmayalım ki, Virüs nezaman , nerede ve nasıl onların da karşısına çıkacak belli değil. Sözün özü bu durum da bile insanlık hırs ve nefsin girdabında, kıran kırana yarışıyor. Taki toprak ile yüz yüze gelene kadar. O zaman da , artık çok geç. Geriye dönmeye ne fırsat, ne de imkan yok. Devriyesine boyun eğip, dünya malını geride bırakarak eli boş yoluna devam edecek.
Hak her kese, bu dünyada her canlı için temel ihtiyaç olan, ‘’beslenme, barınma ve üreme’’ imkanına eşit erişmeyi nasip etsin. Atalar boşuna dememiş ‘’Kefenin Cebi Yok’’ Bu zor zamanlarda tüm insanlara dayanışma ve sevgiyle bu dünyanın nimetlerini de , acılarını da paylaşmayı ve dayanışmayı dileyerek, bizi gayri usandıran Coronaya bin lanet okuyarak, Corona sen nesin diye bir şiir ile soralım.
CORONA SEN NESİN
Şair olmayana, şiir yazdırdın
Evde hapsetmeye ferman düzdürdün
Aşk-ı muhabbetti bütün sermayem
Onun da önüne engel kazdırdın
İnsanı insandan kopardın zalim
Sosyal mesafeden , bak gör ne halim
Sarılıp sevmenin özlemi ile
Maskeyle el sallar uzaktan yarim
Seni bela eden, belasın bulsun
Kör olsun gözleri, dili tutulsun
Bozulsun düzeni, ocağı sönsün
Ya Xızır car sende, insan kurtulsun
Sen bir musibet mi, nasihat mısın ?
Gözle görünmezsin, hayalet misin?
Belamısın , dermanmısın sen nesin?
Yoksa ders veren bir hakikat mısın.
Corona pandemisinin hayatı daraltan ve dünyayı teslim alan , görünmez gücünün yarattığı sonuçların insanın hırs ve nefsini yeniden gözden geçirmesi dileğiyle. Dil Bizden, takdir ve kabulü siz okuyucu canlardan olsun. Gerçeğe Hü diyelim.
Ali Köylüce, Ekim , 2020 Hamburg.
(Geçen yıl yazmıştım, hala Corona dünyanın baş belası durumunda. Bu neden ile bu şiirin güncelliğini koruduğuna inanarak paylaşmak istedim. )