Aktüel Yorum

Küresel dünyada cezaevleri

Bu çalışmamız, cezaevlerindeki genel durum hakkında. Kıtalara göre tutuklu-hükümlü sayısını, dünyada en çok tutuklu-hükümlünün bulunduğu ülkelerin durumunu, aynı zamanda gelişmiş ülkelerdeki cezaevlerinin ve buralarda bulunan hükümlü-tutuklu sayısını, farklı ülkelerde cezaevlerinde kişi başına yapılan aylık harcamaları değerlendirme konusu yaptık.

Her ülkenin ekonomik, politik ve toplumsal sorunlarına bağlı olarak cezaevleri sorunlarında temel bazı farklılıklar görülmesine rağmen, bütün ülkelerde cezaevlerinin ortak sorunları olduğu da görülüyor. Bu ortak yanlar ve farklılıklar da ülkelerin karşı karşıya bulunduğu sosyolojik-politik ve tarihsel-kültürel gelişmişlik düzeylerine göre değişmektedir.

Cezaevlerinin kendisine özgün tarihsel geçmişiyle aynı zamanda toplumların geçmişi ve bugünkü durumu arasında derin bir bağ vardır. Cezaevleri genel olarak bireylerin işledikleri suçlar nedeniyle  ‘zorunlu tutulduğu’ mekânlar olarak tanımlansa da, hapishane/cezaevi kavramı çok yönlü tanımlanır. Geçişten bugüne geçen bütün zamanlarda cezaevleri tanımlamasında bir kısım değişlikler yaşanmaya devam ediyor. Cezaevleri, devleti var eden, devletin zora dayanan gücünün doğrudan gösterildiği stratejik bir kurumu olarak bilinir. Bir bakıma devletin kendi sistemini korumak ve düzeni sağlamak için zorunlu olarak ihtiyaç duyduğu bir alandır.

Bütün bu sorunların merkezinde devlet bulunuyor. Bu nedenle devlet tanımlamasında ya da işlevinin anlaşılmasında ‘cezaevi’ veya ‘tutuklu-hükümlü’ kavramlarının önemli bir rolü vardır. Bu sadece politik alanın değil, toplumsal yaşamın bütünü için geçerlidir. Devletin toplumsal yaşam alanına müdahalesinin somutlaşmış hali aslında cezaevleridir. Bir başka ifadeyle cezaevlerine bakıp, devletin fotoğrafını çekmek mümkündür.

Dünyada cezaevleri

Cezaevleri sorunu küresel dünyanın en önemli ve güncel sorun alanlarından birini oluşturuyor. Bu nedenle küresel kapitalist sistemin gelişme eğilimi ile ortaya çıkan politik-toplumsal-ekonomik krizlerin olumsuz yansımalarını cezaevleri gerçeğinde görebiliriz.

İnsanlar, dar alanlarda yaşamaya zorlanmasına karşılıklı dünyanın da giderek bir cezaevi haline geldiğini söyleyecek çok sayıda veri bulunuyor.

Dünya nüfusunun yüzde 40’ı mahkemelerde davalık olmuş, gözaltına alınmış ve tutuklanmış.  Dünyadaki suç oranlarına bakıldığında küresel kapitalist sistemin nasıl bir toplum düzeni yarattığını görebiliriz. Suç oranlarının yüzde 73’ü hırsızlık, gasp, adam öldürme, tecavüz-taciz, dolandırıcılık gibi vakaları kapsıyor.

Tablo-1: Kıtalara Göre Tutuklu-Hükümlü Sayısı

Tahmini tutuklu-hükümlü sayısı 2000 Tahmini tutuklu-hükümlü sayısı 2015 Nüfus (2015) Tutuklu hükümlü artış oranı Nüfus artış oranı
AFRİKARuanda’sız 902,500787,500 1,038,735984,456 1.2 milyar +15.1%+ 25.0% + 43.8%
Amerika (K-G)ABD’siz 2,690,300752,818 3,780,5281,563,528 994 milyon +40.5%+ 107.7% + 17.3%
ASYAÇin ve Hindistansız 3,023,5001,324,014 3,897,7971,821,449 4.4milyar +28.9%+ 37.6% + 17.5%
AVRUPARusyasız 2,013,600953,196 1,585,348942,878 747 milyonRusya ile birlikte -21.3%– 1.1% + 3.3%
OKYANUSYA
Avusturalya ile
34,400 54,726 24 milyon +59.1% + 25.2%
DÜNYA 8,664,300 10,357,134 7,4 milyar +19.5% +18.2%

[1]

Dünya genelini kapsayan verileri dikkate alarak birkaç noktanın altını çizmekte yarar var:

Birincisi yukarıdaki veriler Eritre, Somali ve Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’ndeki mahkûmların sayısı ile ilgili tahminleri içermiyor. Çünkü bu ülkelere ait veriler bilinmiyor.

İkincisi dünyada en çok hükümlü bulunduran ikinci ülke olarak Çin için sadece ceza almış mahkûmların sayısı yer alıyor. Yani tutukluların sayıları verilmemiş. Bu nedenle nüfus yoğunluğuna paralel olarak cezaevlerindeki insan sayısı düşük görünüyor.

Üçüncüsü, 2000 yılına ait veriler baz alındığı rakamların bazıları tahmin niteliğindedir. Ülkelerdeki tutuklu-hükümlü sayısı bazen aylarla değişmektedir. Kesin sonuçların belirlenmesi oldukça zordur. Mevcut veriler söz konusu olan yılların dönemsel anını kapsıyor. Bu rakamlarda bazı değişimlerin olması söz konusudur. Ancak olağanüstü koşullar dışında cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü sayısında ani bir artış veya düşüşün yaşanmadığı gözlemleniyor.

Dördüncüsü, Afrika cezaevi nüfusunun artışı, kıtanın nüfusunun artmasından çok daha azdır. Ancak bu farkın büyüklüğü Ruanda’daki rakamlardan büyük ölçüde etkilenmiştir. Ruanda’nın hapishane nüfusu, 1994’te yaşanan soykırımla bağlantılı olarak gözaltına alınan binlerce kişi tarafından hala şişirilmiş olmakla birlikte, 2000’den bu yana rakamlar yarıya inmiştir. Ruanda için rakamlar olmadan, Afrika’daki hapishane nüfusu 2000’den bu yana yüzde 25 artmıştır.

Beşincisi, 2000’li yıllardan beri Amerika’daki hapishane nüfusunun değişmesi, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki hapishane nüfusunun etkisinden büyük ölçüde etkilenmektedir ki bu oranın en büyüğüdür ancak diğer birçok ülkeden çok daha az büyümüştür.

Amerika Birleşik Devletleri için rakamlar olmadan, Amerika’daki hapishane nüfusu 2000’den bu yana yüzde 108 artmıştır, bu artış, orta Amerika’da yüzde 80’in ve Güney Amerika’da yüzde 145’in üzerindedir.

Altıncısı, 2000 yılından bu yana Asya’da hapishane nüfusunun değişmesi kıtanın farklı bölgeleri arasında büyük farklılık gösteriyor. Güneydoğu Asya ve Batı Asya’daki (Ortadoğu) toplamlar yüzde 75 artarken, Orta Asya’daki toplam yüzde 31 oranında azalmıştır. Çin ve Hindistan, yüksek ulusal nüfuslarıyla birlikte, genel Asya hapishanesi nüfusunu güçlü bir şekilde etkilemektedir. Ayrıca Dünya Kadın Hapishanesi Listesi ve Dünya Duruşma / Ceza Mahkemesi Listesi’nin araştırma verilerine göre Çin hapishane nüfusu yüzde 16 artarken, Hint hapishane nüfusunda artış oranı yüzde 38’dir.

Yedincisi, Avrupa 2000 yılından bu yana tutuklu sayısında düşüş görülen tek kıtadır. Düşüşün büyüklüğü Rusya Federasyonu’nun rakamlarından büyük ölçüde etkilenmiştir: Rusya’nın hapishane nüfusu şu ana kadar neredeyse yüzde 40 oranında düşüş yaşanmış. Rusya Federasyonu için rakamlar olmadan, Avrupa’daki hapishane nüfusu 2000’den bu yana yüzde 2 oranında düştü. Rusya olmadan Orta ve Doğu Avrupa’daki hapishane nüfuslarının oranı 2000’den bu yana yaklaşık yüzde 42 oranında düşmüştür. Buna karşılık Avrupa’nın diğer bölgelerinde büyüme olmuştur: Batı Avrupa’da yüzde 6, Kuzey’de yüzde 12 Avrupa ve Güney Avrupa’da yüzde 27.

Sekizincisi, yukarıdaki değerlendirmeleri de dikkate alarak 2010 yılında dünya nüfusu yaklaşık 6,9 milyar belirlenmiş. Buna karşılık dünya genelindeki tutuklu ve hükümlü sayısı 8 milyon 664 bin 300 olarak belirlenmiş. 2015 yılında dünya nüfusu 7,4 milyar olmasına karşılık tutuklu-hükümlü sayısı 10 milyon 357 bin 134’e yükselmiş. Beş yıl içinde nüfus artış oranı yüzde 18,2 ve tutuklu-hükümlü artış oranındaki artış da yüzde 19.5 olarak gerçekleşmiş.

Kıtalara göre artış oranında ise belirgin bir farklılık bulunuyor. Örneğin Afrika’da 2010-2015 yılları arasında, nüfus artış oranı yüzde 43, tutuklu ve hükümlü artış oranı ise yüzde 15,1 olarak gerçekleşmiş. Amerika kıtasında nüfus artışı yüzde 17,3 olmasına rağmen tutuklu ve hükümlü oranındaki artış ise yüzde 40,5 civarındadır. Asya kıtasında nüfus artışı yüzde 17,5 ve tutuklu ve hükümlü oranındaki artış ise yüzde 28,9’dur. Avrupa’da nüfus artışı yüzde 3,3 olup tutuklu ve hükümlü oranında ise tersine yüzde 21,3 civarında düşüş yaşanmış. Okyanus bölgesinde nüfusta yüzde 21,3, tutuklu sayısında ise yüzde 59,1 oranında bir artış söz konusu.  Dünya’daki tutuklu ve hükümlülerin yüzde 37,4’ü dünya nüfusunun 4,4 milyarını oluşturan yani yüzde 67’sine sahip Asya kıtasındadır. 1,2 milyar nüfusa yani yüzde 14’e sahip olan Afrika kıtası dünyadaki tutuklu-hükümlülerin yüzde 10,3’üne sahiptir. Güney ve Kuzey Amerika nüfusu 994 milyon ile toplam dünya nüfus oranının yüzde 13’ünü doluştururken, dünyadaki toplam tutuklu-hükümlü oranlarının yüzde 36,4’ünü oluşturuyor. Rusya dâhil Avrupa’nın nüfusu 747 milyon olup dünya nüfusunun yüzde 11’ini oluşturuyor. Bun karşılık dünyadaki tutuklularının 15,3’ünü barındırıyor. Rusya bu rakamlara dahildir. Rusya olmaksızın Avrupa’daki tutuklu-hükümlü sayısı dünyadaki oranların yüzde 8,7’isini oluşturmaktadır.

Bu verilerde birkaç temel noktaya dikkat çekmek gerekir. Nüfus artışı oranı Afrika’da oldukça yüksek görünüyor. Tutuklu ve hüküm sayısındaki artış nüfus oranına göre düşük, Afrika’daki ülkelerin önemli bir kesiminde doğrudan denetlenebilir veriler oldukça azdır. Birçoğu geçmiş yıllara kıyaslamalı olarak alınmaktadır. Bu nedenle özellikle tutuklu ve hükümlü oranlarında belirli sapmaların olabileceğini dikkate almak gerekir. Yayımlanan veriler esas alınırsa Afrika kıtasında tutuklu hükümlü sayısındaki artış oranının az olduğunu söylemek mümkün. Nüfus artış oranına göre tutuklu sayısındaki artışın az olmasında, aynı zamanda suç işleme ve suç kavramına yönelik değerlendirmelerin de bir etkisinin olduğunu belirtmek gerekir.

Merkezinde ABD’nin olduğu Amerika kıtasında,  tutuklu ve hükümlü sayısında dikkat çeken yüksek artış oranı esasen ABD ve Brezilya’dan kaynaklanmaktadır.  Tüm Amerika kıtasındaki tutuklu hükümlü sayısı 3 milyon 780 bin 528 olup bunların 2 milyon 217 bini ABD’de yer alırken, diğer 1 milyon 563 bin 528’i ise kıtanın diğer bütün ülkelerini kapsıyor.

Asya’da ise Çin ve Hindistan ön plana çıkıyor. Asya kıtasında bulunan 3 milyon 897 bin 797 tutuklu-hükümlünün 2 milyon 71 bin 348’i, yani yarıdan fazlası Çin’dedir. Geriye kalan 1 milyon 821 bin 449’u ise diğer Asya ülkelerini kapsıyor. Çin’de nüfus yoğunluğuyla orantılı olarak hükümlü-tutuklu sayısının nispeten az görülmesinin temel nedeni, Çin’deki istatistiki verilerde tutukluların bulunmamasıdır. Yayımlanan veriler hükümlüleri kapsamaktadır. Bu nedenle Çin için değerlendirme yaparken henüz mahkemesi sonuçlanmamış, devam eden davalarda tutuklu olanlara dair tahmini veriler de dikkate alınmalıdır. Nüfus oranı bakımından dikkate alındığında Hindistan, tutuklu-hükümlü oranı bakımından dünyanın 5. ülkesi konumunda görünüyor. Ancak nüfus yoğunluğuyla hükümlü oranı kıyaslandığında diğer ülkelere oranla nispeten düşük olduğu söylenebilir.

Avrupa kıtasında ise tutuklu hükümlü oranındaki düşüş oldukça yüksektir. 2015 yılı verileri dikkate alındığında Rusya dahil tutuklu-hükümlü sayısı 1 milyon 585 bin 348 olup, sadece Rusya’daki tutuklu-hükümlü sayısı 642 bin 470 olarak verilmiş, Rusya dışında kalan diğer Avrupa kıtası ülkelerde ise 942 bin 878 tutuklu-hükümlü bulunuyor. Türkiye, Rusya gibi ülkeler dışarda kaldığında Avrupa ülkelerinde tutuklu-hükümlü sayısında ciddi bir gerilemenin olduğu görülüyor. Kıtaların ekonomik, sosyal, politik, tarihsel kültürel değerlerindeki gelişme ve değişim ile cezaevlerindeki durum arasında önemli bir bağın olduğunu belirtmek gerekir.

Hükümlü-tutuklu sayısının fazla olduğu ülkeler

Cezaevleri ile hukuk ve hukuksal değerler arasında önemli bir ilişki bulunuyor. Cezaevinde bulunan her birey hukuki bir yargılamadan geçmiştir. Yargılamaların hukukun objektif kriterlerine uygunluğu sorunun bir yanını oluştururken aynı zamanda cezaevinde bulunan insanların yaşamsal hakları da hukuksal değerler arasında yer alır. Cezaevinde bulunan kişilerin, hukuksal yargılanmanın tamamlanmasından sonra da hukuksal hakları vardır ve bunları kendine özgün koşullarda kullanma hakkına sahiptir. Örneğin cezaevinde bulunan bir kişinin kaldığı ortam ve yasalar çerçevesinde belirtilen haklarını kullanıp kullanmaması bir hak ihlali olarak ele alındığında karşımıza hukuksal değerlerin aşınması çıkar.

Hukukun temel özelliklerinden biri de hukuk sosyolojisinin özellikle tutuklu ve hükümlülerin cezaevindeki durumları bakımından doğru analiz edilmesi için kullanılmasıdır. Cezaevlerinde bulunan insanların ekonomik durumları, sosyal yaşam tarzları, kültürel değerleri ve hatta eğitim düzeylerinin çok yönlü analiz edilerek cezaevi yaşamlarının daha pozitif koşullarda sürdürülmesi için olanakların yaratılması gündeme gelir. Bu sorunların tamamı hukuki meselelerdir. Cezaevinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin ‘hukuki durumları’ sadece mahkemede devam eden cezai duruşmalarla sınırlı olmayıp, ceza aldıktan ve Yargıtay’dan onaylanıp kesinleştikten sonra da devam eder. Örneğin cezaevlerinin aşırı yoğunluğu, 5 kişilik bir koğuşta 10 kişinin kalması bir hak ihlalidir. Cezaevinde medyatik araçların izletilmemesi, verilen hakların kullandırılmaması hukuk ihlali olarak ele alınabilir.

Ülkelerin nüfus yoğunluğu, ekonomik gelişmişlik düzeyi, cezaevlerinin sayısal oranları,  tutuklu ve hükümlü sayıları, cezaevlerinin durumu hakkında bize objektif yorum yapma veya bir fikir oluşturma olanağı verir. Gelişmiş ülkelerle, gelişmekte olan veya geri kalmış ülkelerdeki cezaevleri sorunu bağlamında doğrudan bireyin hukuki haklarını kullanmasında da önemli bazı farklılıklar görülüyor.

Tablo-2: Hükümlü-Tutuklu Sayısının en fazla olduğu ilk on ülke

Ülkeler Nüfus Hükümlü-tutuklu Sayısı Cezaevi Sayısı Yüz bin kişiye düşen tutuklu sayısı GSMH (milyon dolar) Kişi BaşınaGSMH (bin dolar)
ABD 326 766 748 2 121 600 4574 690 19.390.604 62.152
Çin 1 415 045 928 1 649 804 670 119 12.237.700 8.649
Rusya 143 964 709 682 901 961 410  1.577.524 11.947
Brezilya 210 867 954 670 111 1149 323  2.055.506 10.224
Hindistan 1 354 051 854 419 623 1401 33  2.597.491 2.135
Tayland 69 183 173 355 543 144 471  455.221 6.992
Endonezya 266 794 980 249 419 464 86  1.015.539 4.052
Türkiye 81 916 871 236 179 384 294  851.102 11.114
İran 82 011 735 230 000 253 287  455.221 5.086
Meksika 130 759 074 204 422 389 204 1.149.919 9.723

[2]

Dünya’da en çok hükümlü-tutuklu bulunduran 10 ülkeden ABD, Brezilya ve Meksika Amerika kıtasında; Çin, Hindistan, Rusya, Tayland, Endonezya, Türkiye ve İran, Asya kıtasında bulunuyor. İlk on ülke arasında Avrupa ve Afrika kıtasında herhangi bir ülke bulunmuyor. 2015 yılı verilerine göre dünyada bulunan 10,5 milyon olan tutuklu-hükümlü sayısının 6,9 milyonu yani yüzde 69’u bu ülkelerde bulunuyor.

Dikkat edildiğinde ABD hariç diğer 9 ülke daha çok gelişmekte olan ülkelerdir.  ABD, ekonomik ve teknolojik olarak dünyanın en gelişmiş ülkesi olmasına rağmen suç oranlarının en fazla olduğu ülke olarak ön plana çıkıyor. ABD’nin GSMH’si 19 trilyon dolar olup kişi başına düşen GSMH ise 62 bin dolardır. ABD’nin 326 milyon nüfusa karşılık 4547 cezaevinde 2 milyonun üzerinde hükümlü-tutuklu bulunuyor. ABD, her yüz bin kişiye düşen 690 tutuklu-hükümlü oranıyla hem dünyanın önde gelen tek ülkesidir hem de en fazla cezaevine sahiptir. Ayrıca değineceğimiz gibi gelişmiş kapitalist ülkelerin aksine ABD’de suç oranlarındaki artışların oldukça yüksek olması ve daha çok gelişmekte olan Asya ülkeleriyle aynı kategoride bulunması, ABD’nin kuruluş sürecinden beri devam eden tarihsel ekonomik, politik ve kültürel yapısıyla ilgilidir. ABD, küresel dünya kapitalist sisteminin ekonomik ve askeri gücünü elinde bulundurmasına rağmen burjuva demokratik değerlerin dahi oturmadığı, içselleştirilmediği, toplumun ekonomik ve sosyal haklarının güvenceye alınmadığı ülkelerden biridir. Aynı şekilde nüfusun yüzde 80’i tarihsel olarak göçmen kökenli olup bu akışkanlık sürekli bir şekilde devam etmektedir.

1,4 milyar nüfusuyla dünyanın en kalabalık ülkesi olan Çin’de 1,6 milyon hükümlü bulunuyor. Mevcut rakamların içerisinde tutukluların sayısı bulunmadığı gibi Çin’deki yargılamalarda ne kadar tutuklunun olduğu tespit edilmiş değil. Çin, gelişmekte olan bir ülke olmasının çok ötesinde dünya ekonomisi üzerinde ciddi bir hâkimiyet kurmaya başlamış bulunuyor. 12 trilyon dolar ile dünyanın ikinci büyük ekonomik gücüdür ve kişi başına düşen GSMH ise 8 bin 649 dolardır. Çin’de her yüz bin kişiye düşen hükümlü sayısı 119 olup, 670 cezaevi bulunuyor.[3] Çin’in nüfus yoğunluğuna bakıldığında diğer ülkelerle kıyaslandığında hükümlü sayısı tahmin edilenin altında görünüyor. Bu durum yanıltıcı olmamalıdır. Çünkü hem tutuklu sayısı bilinmemekte hem de hukuk sistemi, yargılama usulleri, cezaevlerinin iç durumu hakkında Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşların elinde henüz somut değerlendirme yapılabilecek düzeyde bilgi bulunmamaktadır.

Çin’de diğer ülkelerden farklı olarak hükümlülerin ve tutukluların çalışma kamplarında devletin ihtiyaç duyduğu alanlarda çok yoğun olarak çalıştırıldıkları biliniyor. Birleşmiş Milletler’in 2003 yılındaki verilerine göre en az 5 çalışma kampının olduğu ve bunların her birinde 20 bin ila 60 bin hükümlünün çalıştırıldığı belirtiliyor.[4] 2000 yılından itibaren, Çin cezaevlerinde bulunan hükümlüler küresel ticari şirketler için çok önemli iş gücü kaynağı olarak kullanılmaktadır. Örneğin Hangzhou Z-shine industrial Co, dünya çapında birçok ülkeye ihracat yapan büyük bir giyim üreticisidir. Şirketin web sitesinde belirtildiği üzere giysilerini üretmek için Çin’in 38 hapishanesindeki 40 binden fazla mahkûmdan yararlandığı belirtiliyor. Sitedeki açıklamada “Hapishane sisteminin hazır giyim fabrikalarıyla çalışabilir ve büyük siparişleri bize atayabilirsiniz. Siparişlerinizi düşük işlem ücretleri, yüksek kaliteli ürünler ve yüksek verimlilikle tamamlayabileceğiz!” Zhejiang Eyaleti, Şangay Şehri, Liaoning Eyaleti ve Heilongjiang Eyaletindeki hapishanelerinin doğrudan mal üretmek için küresel şirketlerle çalıştığına dair çok sayıda rapor bulunuyor.[5]

Dünyanın en geniş yüzölçümüne sahip olan Rusya’nın nüfusu144 milyon ve buna karşılık toplam 961 cezaevinde 682 bin hükümlü-tutuklu bulunuyor ve her yüz bin kişiye 410 tutuklu-hükümlü bulunuyor. Hindistan, Rusya ve Brezilya gibi dünya ekonomisi üzerinde etkide bulunan gelişmekte olan ülkeler cezaevleri konusunda da dikkat çekici bir konumda bulunuyorlar. Dünyada en çok hükümlü-tutuklu bulunduran ilk beş içinde yer almalarının bir yönü nüfus yoğunluğu ve büyük bir coğrafyaya sahip olmalarıdır. Önemli bir başka faktör de gelişmekte olan ülkeler içerisinde küresel kapitalist sistemin bu ülke hakları üzerinde yarattığı ekonomik, sosyal ve politik yansımalardır. Özellikle Hindistan ve Brezilya’nın küresel dünya sistemiyle kurduğu ticari ilişkilerin geliştirilmesine paralel olarak ekonomik ve toplumsal alanda ortaya çıkan krizlerin insanların bireysel yaşamlarını ciddi oranda etkilediği ve toplum içerisinde suç oranlarının artışında önemli bir faktör haline geldiği görülüyor. Tayland, Endonezya, Meksika, İran ve Türkiye gibi ülkelerde cezaevleri politik ve sosyal yaşamı çok ciddi oranda etkileyen önemli bir faktör olarak ön plana çıkıyor. Türkiye için ayrıca belirtmek gerekir ki, 2018 yılı verilerine göre cezaevinde bulunan hükümlü-tutuklu sayısı yaklaşık 260 bindir. Bir başka ifadeyle dünyada en fazla tutuklu ve hükümlünün bulunduğu 8. ülkedir.

Her ülkenin sosyo-politik durumu ile cezaevlerinin durumu arasında ciddi bir bağ bulunuyor. Özellikle Türkiye, İran ve Meksika gibi ülkelerde ekonomik ve politik krizin sosyal yaşamda yarattığı olumsuz etkiler hem hukuk sistemini zorlamakta hem de cezaevlerinin toplumsal bir sorun olarak güncel bir duruma gelmesine yol açmaktadır. Bu üç ülke gelişmekte olan ülkeler kategorisinde bulunmalarına ve bölgesel ekonomiler üzerinde etkide bulunmalarına rağmen içte oluşan politik sorunların hukuksal krizlerin cezaevleri politikasını çok daha fazla etkilediği tespit edilmiş durumda. Bu nedenle, bu üç ülkenin ortak özelliklerinden biri de cezaevleri yapımında ve tutuklu-hükümlü sayısında çok kapsamlı artışların olmasıdır.

Gelişmiş ülkelerdeki tutukluların ve hükümlülerin durumu

Ülkelerin ekonomik, sosyal, politik ve kültürel gelişme eğilimleriyle cezaevlerinde bulunan hükümlü-tutuklu oranları arasında bir bağ bulunuyor. Burada sadece ülkelerin ekonomik gelişme düzeyleri değil, aynı zamanda bu gelişmenin sosyal, politik ve kültürel alana yansıması önemlidir. Bu nedenle gelişmişlik kavramı çok yönlü ele alınmalı ve toplumsal karşılığı mutlak bir şekilde tespit edilmelidir. Küresel kapitalist sistemin gelişmiş ülkelerinde, cezaevleri bir sorun olmakla birlikte gelişmekte olan ülkelerin karşılaştığı sorunların çok gerisinde olduğu görülüyor. Gelişmiş ülkelerin coğrafi durumu, nüfus yoğunluğu, eğitim düzeyi, sosyal katmanların bilinç durumu cezaevlerindeki durumu da etkilemektedir. Örneğin Türkiye’de aylık olarak tutuklu-hükümlü için ayrılan iaşe bedeli 21 dolarken bu miktar İsviçre’de 385, Norveç’te 354, İsveç’te ise 348 dolardır. Bu kısa bilgi dahi tutuklu ve hükümlülerin cezaevlerindeki durumu hakkında bize bir bilgi vermektedir. Gelişmiş ülkelerde cezaevinde kalmış birinin çıktıktan sonra tekrar suç işleme oranı oldukça düşükken, Türkiye, İran, Taylan ve Meksika gibi ülkelerde ise bu oran çok yüksektir.

Tablo-3: Gelişmiş ülkelerde tutuklu-hükümlülerin sayısal oranları

Ülkeler Nüfus Tutuklu-hükümlü sayısı Kişi başına düşen GSMH GSMH Cezaevi sayısı Yüz bin kişiye düşen tutuklu hükümlü sayısı
Japonya 126 942 000 56 805  40,849 4.872.137 188 48
Almanya 82 162 000 75 793  50,842 3.677.439 183 76
İngiltere 58 137 613 86 193  44,177 2.622.434 115 148
Fransa 66 661 621 66 678  44,934 2.582.501 186 101
İtalya 60 665 551 53 623  35,914 1.934.798 191 92
Kanada 36 503 090 41 145  48,466 1.653.043 230 113
Güney Kore 50 090 079 55 198  32,775 1.530.751 53 101
Avustralya 23 860 100 41 127  59,655 1.323.421 111 196
İspanya 46 438 422 64 017  32,559 1.311.320 71 133
Hollanda 17 590 381 9 002  52,941 826.200 14 59
İsviçre 8 325 194 6 884  86,835 678.887 114 81
İsveç 9 851 017 5 570  58,345 538.040 79 57
Belçika 11 289 853 12 841  49,272 492.681 38 90
Avusturya  8 820 986 8 290  53,764 416.596 27 94
 Norveç 5 213 985 4 094  82,711 398.832 54 74
 İsrail  8 747 000 19 145  42,115 350.851 30 236

[6]

Ülkelerin kişi başına düşen GSMH’sinin yüksek olması hiç şüphesiz tek başına bir ölçüt olamaz. Ülkenin ekonomik gelişme düzeyiyle toplumun sahip olduğu hukuksal ve demokratik değerler birbirini tamamladığında önem kazanır. Bir ülkede oturmuş ve işleyen hukuksal normlara, eğitim düzeyine, sosyal hakların kullanılmasına bağlı olarak ülkenin güçlü bir ekonomiye sahip olması ve kişi başına düşen GSMH’nin yüksek oluşu suç oranlarını ciddi düşürmektedir. Bu bakımdan özellikle Avrupa’daki ekonomik olarak gelişmiş ülkelerde suç oranlarının düşük olması ya da düşme eğiliminde olması bir tesadüf değildir.

Japonya’nın nüfusu yaklaşık 127 milyon olup toplam tutuklu-hükümlü sayısı 56 bin 805 olup, cezaevi sayısı 188 ve her yüz bin kişiye düşen tutuklu-hükümlü sayısı 48’dir. Bu dünyanın gelişmiş ekonomileri içerisinde en düşük oranı oluşturuyor. Güney Kore’de ise 50 milyon nüfusa karşılık 32 bin 775 hükümlü-tutuklu bulunuyor.  Yüzölçümü olarak dünyanın önemli ülkelerinden biri olan Kanada’nın nüfusu 36 milyon olup, hükümlü-tutuklu sayısı ise 41 bin 145 olarak verilmiş; 230 cezaevi var ve her yüz bin kişiye düşen tutuklu-hükümlü sayısı ise 113 olarak belirtilmiş.

Dünyanın dördüncü büyük ekonomisine sahip olan Almanya’nın 82 milyonluk nüfusuna karşılık 186 cezaevinde yaklaşık 76 bin tutuklu-hükümlü bulunuyor. Almanya’nın kişi başına düşen GSMH’si 50,8 bin dolar olup her yüz bin kişiye düşen tutuklu ve hükümlü sayısı ise 76’dır.

İngiltere 59 milyon nüfusa karşılık 115 cezaevi ve 86 bin 193 tutukluya sahip. Kişi başına düşen GSMH 44 bin dolar ve her yüz bin kişiye düşen hükümlü-tutuklu sayısı yaklaşık olarak 148’dir.

67 milyon nüfusa sahip Fransa’da 186 cezaevi ve 66 bin tutuklu-hükümlü bulunuyor. Aynı şekilde kişi başı GSMH 44,9 bin dolar olup 100 bin kişiye düşen tutuklu sayısı ise 101 civarındadır. Dünya ekonomisinin yedinci sırasında bulunan İtalya, 60,6 milyon nüfusa sahip ve bu ülkenin 191 cezaevinde 53,6 bin tutuklu ve hükümlü var.

Norveç’te kişi başına düşen GSMH 82,7 bin dolarken 100 bin kişiye düşen tutuklu sayısı ise 70,3 civarındadır. Kişi başına GSMH’si 44,1 bin dolar olan İngiltere’de 100 bin kişiye düşen tutuklu sayısı nispeten yüksektir ve tahminen 148,3 civarındadır. Kişi başına GSMH’si 86,8 bin dolar olan İsviçre’de 100 bin kişiye düşen tutuklu-hükümlü sayısı ise 82,7’dir.  Hollanda’da kişi başı GSMH 55,1 bin dolarken 100 bin kişiye düşen tutuklu-hükümlü sayısı 53’tür.

ABD’nin özgün durumunu dışta tuttuğumuzda ekonomik, kültürel gelişmişlik ve eğitim düzeyine paralel olarak demokratik gelişme eğilimi ve sosyal yaşama bakış açısı, suç oranlarının düşmesinde önemli faktörler olduğunu özellikle gelişmiş ülkelerin mevcut durumunu analiz ettiğimizde görebiliyoruz.

Sonuç

Cezaevleri, devletin politik stratejisinde önemli bir alanı işgal eder. Toplumsal düzenin korunmasının bir aracı olarak düşünülen cezaevleri esasen, devletin kurumsal örgütsel yapısını oluşturur. Düzenin korunması olarak gösterilen cezaevleri hemen her dönem toplumsal krizin önemli bir halkası olarak ön plana çıkarlar. Dünyanın farklı bölgelerinde, toplumsal, politik, ekonomik sorunlara bağlı olarak ortaya çıkan krizin önlenme aracı olarak gösterilen cezaevleri aynı zamanda hukuksal alanında bir parçasını oluşturmaktadır.

Nedenleri farklı olsa da sonuçta cezaevinde bulunan insanların kısa veya uzun bir süreden sonra toplumsal yaşama döndüklerinde onların sorunsuz bir yaşam sürdürmeleri için daha cezaevindeyken gerekli duyarlılığın gösterilmesi gerekir. Tutuklu ve hükümlülerin çok az bir kısmı dışta tutulduğunda ezici bir çoğunluğunun toplumsal yaşama hazırlanması esasen bir zorunluluktur.

Cezaevleri ve buralarda bulunanların sayısal oranları, küresel dünya sisteminin karşı karşıya olduğu çok yönlü sorunların ne kadar yapısal olduğunu gösteriyor. Ülkelerin sosyo-politik-ekonomik durumuna göre sorunların yarattığı etkide bir kısım farklılıklar olsa da, cezaevleri devletlerin stratejik kurumsal alanlarıdır. Farklı toplumsal katmanlar üzerinde hâkimiyet kurmanın somutlaşmış hali olan cezaevleri sorunu, bütün toplumu ilgilendiren ve çözüm bekleyen öncelikli sorunlardan biridir.

Dipnot:

[1]  http://www.prisonstudies.org/highest-to-lowest/prison-population-total?field_region_taxonomy_tid=All

[2] http://www.worldometers.info/world-population/population-by-country/http://www.prisonstudies.org/highest-http://statisticstimes.com/economy/countries-by-projected-gdp-capita.phpto-lowest/prison-population-total?field_region_taxonomy_tid=All,   https://en.wikipedia.org/wiki/List_of_countries_by_GDP_(nominal)

[3] http://factsanddetails.com/china/cat8/sub50/item1646.html

[4] https://www.theepochtimes.com/new-report-reveals-breadth-of-chinese-regimes-prison-slave-labor-economy_2495201.html

[5] https://www.theepochtimes.com/new-report-reveals-breadth-of-chinese-regimes-prison-slave-labor-economy_2495201.html

[6] http://statisticstimes.com/economy/countries-by-projected-gdp-capita.php, http://www.prisonstudies.org/highest-http://statisticstimes.com/economy/countries-by-projected-gdp-capita.phpto-lowest/prison-population-total?field_region_taxonomy_tid=All,

https://en.wikipedia.org/wiki/List_of_countries_by_GDP_(nominal)

Yazarın bir önceki yazısı
Kapalı
Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Reklamı engelleyerek iyi yapmışın, yazıya odaklanmakta fayda var.