GÜLÜŞÜNÜN İZİNİ SÜRÜYORUM
1.
Bu gece sensizim
Sokağa terk edilmiş çocuksu bir sevinç
Ve kimsesiz bir aşk gibi
Kör kütük öksüzüm yine…
Parmak uçlarımda ateş böcekleri
Gülüşünün izini sürüyorum
Sevincimi paylaşır gibi
Sevgiliye bir gülü ve bir gülüşü emanet eder gibi
Bir demet kır çiçeği ve sebepsiz bir aşkı sunar gibi
Ve imkânsız ve ıssız bir bakışı armağan eder gibi
Senin için ay ışığı biriktirip
Yıldızlar topluyorum gökyüzünden
Gökteki yıldızlar gibi ışıl ışıl yanarak
Ve karanlığı yırtan bir hız, bir ışık
Ve rotasını aşka şaşırmış bir meteor yağmuru gibi
Yokluğunun atmosferine çarpa çarpa
Yüreğine düşüyorum
Ve saçlarını yıkıyorum yıldızlarla
Pırıl pırıl okşayarak…
2.
Bu gece sensizim
İçimde yakılan bir roman ve bir şiir gibi
Kör kütük yangınım yine…
Parmak uçlarımda ay ışığı
Gülüşünün izini sürüyorum
Bir aşk/ bir telaş ve bin bir martı kanadıyla -çığlık çığlığa-
Bir uçtan diğer uca adını yazıyorum kumsallara
Mavi, masmavi derinliğine dalıyorum denizinin
Avuçlarımda yosun kokusu
Dalgaların sesine ve yokluğuna çarpa çarpa
Keskin bir dağ sırtında yürüyorum -birden bire-
Ve serin dağ rüzgârlarıyla öpüyorum
Gülen yüzünü senin…
3.
Bu gece sensizim
Kör kütük hasret ve kör kütük aşığım yine…
Parmak uçlarımda teninin sıcaklığı
Gülüşünün izini sürüyorum
Yokluğuna yanıyorum -kalabalık bir kentin ortasında-
Ve gözlerinde kaybolup koybolup -bir çocuk telaşında-
Balta girmemiş ormanlarına dalıyorum yüreğinin
Geçit vermez dağlarına tırmanıyorum
Ve ürkek…/ ve yaralı bir serçe gibi
En derin uçurumlarına düşüyorum gülüşünün
Ve bir deprem gibi
Sevda sevda sarsılarak
Yüreğinin orta yerine yıkıyorum yalnızlığımı…
4.
Bu gece sensizim
Ocağı söndürülmüş yıkık bir yuva gibi
Kör kütük soğuk
Ve kör kütük yalnızım yine…
Parmak uçlarımda göçmen kuşları
Gülüşünün izini sürüyorum
Soluk soluğa sana göçmek
Ve aşk havliyle gözlerinin kıyısına konmak istiyorum
Göç yollarım uçurum/ göç yollarım deprem
Göç yollarım yangın yeri/ göç yollarım hasret
Göç yollarım ulaşıldıkça ulaşılmaz olan gülüşün senin…
Sevgilim, ah sevgilim!
Sere serpe…/ ve boylu boyunca/ uzansın yeryüzüne gülüşün
Göç ettiğim yollarıma çık
Konacak bir dal gibi uzat bana yüreğini
Taşkın akan bir sel gibi
Yüreğime düşen bir damla bakış gibi dön bana
Dön ve yangınımdan arta kalan küllerimi savur gökyüzüne
Yalnızlığımı baştan çıkartan bir gülüş gibi dön
Yıldırım bir aşkla yüreğime çarpar gibi dön
Dön ve yerle yeksan et yalnızlığımı
Gülüşünü/ o bitimsiz gülüşünü esirgeme benden sakın…
5.
Bu gece sensizim
Çığlığını kaybeden bir şehir gibi
Kör kütük suskunum yine…
Parmak uçlarımda sağanak bir yağmur
Gülüşünün izini sürüyorum
Ve her gün yinelenen sonsuz bir devinim ve bitimsiz bir aşkla
Aklımı başımdan alan amansız güzelliğin
Gözlerinde vurgunlar yediğim o dipsiz bakışların
Ve yüreğimde umarsızca çarpan
O bitimsiz gülüşün gibi seviyorum seni hala…
6.
Bu gece sensizim
Aşka dair anlamını yitirmiş bozuk bir cümle gibi
Kör kütük şaşkın
Ve bulutların terk edip gittiği
Acemi bir yağmur damlası gibi
Kör kütük küskünüm sana…
Parmak uçlarımda yokluğun
Gülüşünün izini sürüyorum
Alelacele giderken unuttuğun bir eşya
Ve ölüsü kıyıya vuran mülteci bir çocuk gibi
Okyanus ortasında bir başına, çaresiz ve ellerinsiz bırakma beni
Bırakma, çekip gitme uzağıma
Gitme… Gitme…
Gülüşünü, bakışını
Yüreğinin sıcağını alıp gitme
Sevdamı kimsesiz aşkların buz kesmiş dağlarına
Ve kurumuş bir dal gibi yangınlar ortasına atma
Yokluğunla sınama…
Fırtınalar ortasında savrulan yavru bir serçe
Ve dalından düşen
Kuru bir yaprak gibi terk edip gitme
Gözlerime yakın dur
Gülüşünle sar sarmala
Yüreğinle usul usul okşa, kucakla beni…
Ve unutma ki sevgilim
İlacı bir yudum gülüşünde saklı olan
Ve giderken
Yüreğimde şuursuzca açtığın bir kurşun yarasıdır aşk…
7.
Bu gece sensizim
Bir uçurum kenarı/ bir ustura ağzı
Ve alnıma dayalı bir namlu ucu gibi
Kör kütük bir intihar anıyım yine…
Parmak uçlarımda hüzünlü bir aşk şarkısı
Gülüşünün izini sürüyorum
Şiirler yazıyorum yokluğuna
Sensizlik makamında şarkılar söylüyorum
Ve şerefine kaldırıp
Yudum yudum içiyorum o bitimsiz gülüşünü senin
Gülüşün sevgilim
Gülüşün fena halde çarpıyor beni
-Gülüşün dudaklarında durduğu gibi durmuyor-
Başım dönüyor -n’olcak bu aşkımızın hali-
Aklım karışıyor, ayaklarım dolaşıyor birbirine
Ve tepemde saksı kadar bir bulut
Esrik çiçekler yağdırıyorum gülüşüne
Gel tut beni, sevdasıklam düşmeden önce yere
Gülüşünle kör kütük sarhoşum yine…
8.
Bu gece sensizim
Işığını gözlerime düşüren masmavi bir ay
Ve imkânsız bir bakış gibi
Kör kütük gözlerinin esiriyim yine
Gözlerin sevgilim/ Gözlerin…
Ve bakışlarında yaramaz bir çocuk gibi
Kaybolup gidişim benim…
Bu gece sensizim
Yaralarımı usulca saran sihirli bir gülüş
Ve imkânsız bir öpüş gibi
Kör kütük gülüşünün esiriyim yine
Gülüşün sevgilim/ gülüşün…
Tarifi imkânsız en güzel düşüm benim…
Haziran-Temmuz 2015
Savaş Karaduman