Ülkede tam bir Korona şöleni yaşanıyor: Hafta boyu beş gün virüs topluyorsunuz, hafta sonları iki gün tüm sevdiklerinize; ananıza, babanıza, teyze ve amcalarınıza, çocuklarınıza ve yeğenleriniza bir güzel bulaştırıyorsunuz, sonra bir daha toplamaya!..
İktidar adına iş yapan Bilim Kurulu’nun öngördüğü gibi, Mayıs sonu veya Haziran başı normal hayata dönmek isterseniz zaten böyle yapmanız gerekir: Virüsün mümkün olduğunca hızlı yayılmasını sağlamak ve bir an önce herkese bulaştırmak…
Evet, artık Virüsün yayılma seyri ve değişik modellere göre (oldukça hızlı veya oldukça yavaş), sonuçları tüm dünyada bilindiği halde, (ki Virüsün bulaştığı insanların en az 1%’i ölüyor), bunun oldukça hızlı yayılmasını istemek ve seçmek bir katliamdır (50 milyon insana virüs bulaştığında 500 bin insan hayatını kaybedecektir), ama bir an önce de normal hayata dönmek gerekiyor iktidardakiler açısından.
Çünkü, Korona salgınıyla mücadele edecek kaynakları yok. Paraları yemişler, ülkenin kaynaklarını tüketmişler, kasalar tam takır! Gözleri vatandaşın cebinde. Cezalarla, yaptırımlarla, genelgelerle vatandaşın cebinden paralarını nasıl alırız hesabı içindeler.
Kısacası, Türkiye’de Koronayla mücadele edilmemektedir. Tüm gayretler, zaten iflasın eşiğinde olan ekonomiyi, bedeli ne olursa olsun, şu Korona belasından bir an önce kurtularak, tekrar normal seyrine sokabilmek. Ama bu şansları yok artık. Korona’dan bağımsız olarak da iflas kapıdaydı, Korona iktidara son vuruşu yapacakmış gibi görünüyor. Saldırganlıkları; muhalefeti susturmak için estirdikleri terör bundan dolayı.
