Aktüel Yorum

Failsiz katliamlar, adressiz kınamalar

Faşist TC devleti geçen haftada, bölgesel ve uluslararası düzeyde ciddi kınamaları beraberinde getiren iki katliam düzenledi. İlki, 9 Iraklı Arabın ölümü ile sonuçlanan Zaxo katliamı. Diğeri, Qamişlo yakınlarında 3 YPJ’liyi hedef alan SİHA saldırısı.

TC, Rojava’daki bu son suikastı ‘saldırı girişiminde bulunuyorlardı’ yalanı ile üstlenirken (Jiyan Tolhildan, Roj Xabûr ve Barin Botan, devrimin 10. yıldönümü vesilesiyle konuşmacı ve delege olarak katıldıkları Kadın Devrimi Forumu’ndan dönüyorlardı), Zaxo katliamını ise dipsiz bir yüzsüzlük ile inkar etmeye devam ediyor. Zira bu katliamın sonuçları hiç hesaplayamadığı kadar ağır oldu. Oysa Iraklı ve Başurlu yetkililer başından itibaren bu katliamın failinin TC olduğunu çok net bir biçimde ifade etti. Erdoğan ve şürekası buna rağmen, cenazenin başında elinde silahla duran katil misali hala ‘PKK yaptı’ yalanını yutturmaya çalışıyor.

TC inkar etmeye dursun, son bir haftadır Zaxo katliamını kınamayan bölgesel ve uluslararası güç kalmadı. En son, Irak’ın başvurusu sonucu konuyu görüşen BM Güvenlik Konseyi de resmi açıklama yaparak katliamı ‘şiddetle kınadı’.

Fakat ortada hezeyanlı bir durum var. Irak ve Arap devletleri adına yapılan açıklamalarda Türk devleti doğrudan fail olarak kınanırken, Batılı güçler ısrarla katilin adını koymaktan kaçınıyor. Bu şekilde aslında kendilerini abes bir duruma düşürüyorlardır. Zira resmi kınama açıklamasını yapıyorlar ama kınamanın adresi yok, alıcısı yok. Cümlenin öznesi yok. Kimi kınadıkları belli değil. Sarı çizmeli Mehmet ağa misali.

Aynısı Qamişlo yolundaki SİHA saldırısı için geçerlidir. ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı’nın Twitter hesabından İngilizce ve Türkçe olarak yapılan açıklamada Jiyan Tolhildan, Roj Xabûr ve Barîn Botan’ın bir saldırıda öldürüldüğü belirtiliyor ama saldırganın kim olduğu söylenmiyor.

Katilin adı söylenmiyor çünkü kendi ortaklarıdır. TC, NATO ortağıdır. İttifakta kuraldır, müttefikler kollanır. O yüzden kınamaya mecbur kaldıkları durumlarda TC’nin adını koymazlar. Bu TC’ye has bir durum da değil aslında. İç ilişkileri bu şekildedir. Yoksa ne zaman bir NATO devletinin işlediği bir katliam, savaş ve insanlık suçu müttefik devletleri tarafından açıktan kınandı ki? ABD’nin, İngiltere’nin hangi suçu kınandı?

Buradan bakılınca Batı güçleri tarafından yapılan adressiz kınamalar TC’ye yönelik uyarı niteliğindeki mesaj olarak okunabilir.

Kürdistan Özgürlük Hareketine gelince açık çekleri sonuna kadar kullanan TC, başta ABD olmak üzere NATO açısından bakılınca Zaxo’da aşmaması gereken bir sınırı aşmış oldu. Zira Zaxo katliamı lokal bir olay gibi görünse de etki düzeyi oldukça geniş.

Gösterilen tepkiler dikkate alındığında bu olayın Irak sahasında yürütülen bölgesel hegemonya çekişmesindeki dinamiklerle ilişkilenmesi TC açısından hiç hesapta olmayan bir durum yarattı. Bu bağlamda Erdoğan’ın bu olay için ‘Amaçları Türkiye ile Irak’ın arasını bozmak’ demesi boşuna değil.

Bu açıdan bakıldığında Batı uygarlık güçleri adına yapılan açıklamalar bir yere konulabilir. Yoksa Kürtler için adresi belirsiz kınama mektuplarının pek bir kıymeti yok.

Yazarın bir önceki yazısı
Kapalı
Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Reklamı engelleyerek iyi yapmışın, yazıya odaklanmakta fayda var.