Aktüel Yorum

Yaklaşan seçimler ve Ahlaki-Politik Toplum

Erdoğan rejimi, Suriye iç savaşına en başından itibaren her açıdan faydacı yaklaştı. Savaşın kendisi tek başına insanlığın varoluşundan beri yaşadığı en büyük trajedidir. Savaş meydanlarında sadece savaşçılar ölmez veya yaralanmazlar, sivillerde en az onlar kadar savaşın yükünü omuzlar.

Hatta kimi zaman savaşlarda yaşanan sivil kayıplar savaşanların sayısından daha fazla olur. Tarihte bunun birçok örneği var; Türk ve Moğol geleneğinde bir bölge ele geçirildikten sonra komutanlar ve askerlerce yağma edilir.

Uzun bir süre boyunca Türk toplumlarında zenginleşme, savaş sonrası ganimet elde edilmesi ile olmuştur. Dikkat edilirse Osmanlı’da uzun bir süre Yeniçeri isyanlarının en önemli nedeni yeterince sefere çıkılmamasıdır.

Sefere çıkan Yeniçeri evine gasp ettiği zenginliklerle dönmekteydi. Bu süreç bir biçimde kapanınca Osmanlı’da devlet yapısı gittikçe bozulmaya başlamış ve bir süre sonra iç talan başlamıştır.

İnsanların çalışarak değer üretmediği toplumlarda gasp etmek, hatta hırsızlık yapmak zenginleşmenin en önemli yöntemi haline gelir. Erdoğan-Bahçeli faşizminin uzun bir süredir hem içerde hem de dışarda saldırgan bir siyaset sürdürmesinin en önemli sebebi bu tarihsel nedene dayanmaktadır.

Türkiye’de faşizm muazzam bir üretememe döngüsüne girdi. Yabancı sermaye ülkeye gelmiyor, yerli sermaye de kaynaklarını üretim yerine kısa vadede rant üreten alanlara kaydırmayı tercih ediyor.

Son yirmi yılda ülkenin her yanı talana açıldı. Örneğin en fazla beş kat ruhsat verilebilecek alanlarda müteahhitlere en az on kat ruhsat verildi. Dolayısıyla bu yolla hem müteahhit hem siyasetçi hem de bürokrat zenginleşti. Bunun bedelini ise bütün ülke ödüyor. Türkiye’nin bütün zenginlikleri bu üçlü tarafından talan edildi ve hâlâ da edilmeye devam ediliyor.

Bu koşullarda ortalama bir girişimci normal üretim ve yatırım faaliyetlerini sürdüremez. Onlar da bir süre sonra bu rant bölüşüm sürecine dahil olmak istedikleri için Türkiye’de üreterek değer yaratabileceğine inanan insan sayısı her geçen gün daha da azaldı.

Bir süre sonra rant alanları azalınca aynı çevreler uluslararası kara para temizleme işinden uyuşturucuya kadar çok geniş bir alanda etkili olmaya başladı. Kara Para’nın Aklanmasının Önlenmesine Yönelik Mali Eylem Görev Gücü (FATF) Türkiye’yi yaklaşık iki yıl önce “gri listeye” aldı.

Arka arkaya çıkarılan varlık barışı yasaları bile bu sürecin yeterince legalize edilmesine yetmedi.Türkiye hâlâ dünyanın kirli parasının ve dolayısıyla kirli insanlarının önemli merkezlerinden biri olmaya devam ediyor.

İktidardaki partinin en önemli ikinci adamının oğlu uyuşturucu ticareti ile suçlandı.Ortada önemli deliller de var. Fakat buna ne Türkiye kamuoyundan ne de AKP içinden güçlü bir tepki gelmedi. Binali Yıldırım hâlâ AKP Genel Başkanvekili olmaya devam ediyor.

Yakın bir zaman önce CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu hükümeti uyuşturucu kaçakçılığı ile itham etti. Her ne kadar İçişleri Bakanı Soylu her zamanki gibi yüksek perdeden tepki gösteriyormuş gibi yapsa da bu iddianın ciddi bir karşılığı olduğunu Türkiye’de herkes biliyor.

Eskiden de Türkiye’de siyaset ve onun kontrolündeki bürokrasi çok temiz değildi.Fakat son yirmi yılda siyaset ve devletteki kirlenme zirve yapmıştır. Yaşanan kirlenme sadece siyaset yapanlarla ve bürokrasi ile sınırlı kalmadı, bütün topluma sirayet etti.

Geldiğimiz noktada Türkiye toplumunun önemli bir kısmı derin bir ahlaki travma yaşıyor. Bu ülkede çok az bir azınlık dışında neredeyse herkes ne pahasına olursa olsun tıpkı ülkeyi yönetenler gibi hızla zenginleşmek istiyor.

İşte bütün bunlardan dolayı Kürt Halk Önderi’nin politik- ahlaki toplum önerisi bütün Türkiye’nin geleceği açısından çok önemli hale gelmiştir.Tam da bu nedenle HDP siyaseten çok önemli bir partidir ve öyle olmaya devam edecektir.

Evet, Erdoğan’a seçimi kaybettirmek gerekiyor. Bu olmadan gelinen noktada Türkiye’de hiçbir konuda yol alınamaz. Fakat bu tek başına Türkiye’nin sorunlarını çözmeye, Kurdistan’ı özgürleştirmeye yetmez.

Dolayısıyla Türkiye’de iktidar adayı olan çevrelerle nasıl bir Türkiye istedikleri konusunda uzlaşmadan kimseye siyaseten açık çek verilemez. Yakın dönemin en önemli gündemi ahlaki-politik toplumun inşasını bütün Türkiye’nin gündemi haline getirmek olmalıdır. Seçim dönemi boyunca bu noktada güçlü bir farkındalık yaratabilirsek bütün Türkiye halkları için çok önemli bir şey yapmış oluruz.

Yazarın bir önceki yazısı
Kapalı
Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Reklamı engelleyerek iyi yapmışın, yazıya odaklanmakta fayda var.