Aktüel Yorum

ATEŞİ İLK BEN KEŞFETTİM

Ağlıyorum;

Dağların en suskun zulasında   

İçimde ayrılığın yangını

Derelerde kaybolan suların çığlığında

 

Ağlıyorum;

Kuşların kaçıştığı bir savaş ortasında

Allah’ın emri, peygamberin kavli ve devletin izniyle

Yüksek ihtimal “iyi halden” yırtması mümkün bir erkeğin

Bir kadını öldürdüğü  “girilmez” olay yerinde

Siren sesi… Telsiz sesi… Silah sesi…

Ve “ölmeyi hak etmişti…” diyen insan sesinde

 

Ağlıyorum;

Mavisine takılıp düştüğüm bir deniz kenarında

Babamsız…/ ışıksız…/ oyuncaksız…

Dibine kadar yoksul…/ dibine kadar yıkık bir evin kuytusunda

Annemin yalnızlığı…/ gözyaşı…

Ve çocukken tırmanıp saklandığım can erik ağacında

 

Ağlıyorum;

Terk edilmiş yaşam

Terk edilmiş kadın…/ çocuk…/ adam

Terk edilmiş şehir… Yarım kalan şiir

Ve mahşeri kalabalık bir şehrin yalnızlığında;

Morglarda buz gibi soğurken ölü çocuklar…

Ağladıkça ilkelleşiyorum, daha bir insanlaşıyorum sanki

Gözlerim alev kuyusu

Elim…/ ayağım…/ alev gibi yanan ve titreyen dudaklarım

Sesim…/ yüreğim…/  tenim…/ her yanım yangın

                                                                                                

Ağlıyorum;

Ağladıkça ilkelleşiyorum, daha bir insanlaşıyorum sanki

-Antropologlar, arkeologlar ve tarihçiler kendi yanlışlarına yansın-

Ateşi ilk ben keşfettim

İ-ÇİM-DE

 

Haziran-Aralık 2019/ Savaş Karaduman

 

Yazarın bir önceki yazısı
Kapalı
Başa dön tuşu