Aktüel Dünya

Deli saçmalarsa eğlenceli olur! Devlet saçmalarsa neler olur?

Veysi Sarısözen

‘FETÖ, Türkiye’deki Amerikan misyonlarına da sızmış, Amerikan yargısına da Kongresi’ne de her yere tüm kurumlarına sızmıştır. O yolla bu yolla legal ya da illegal. Bu kadar açık söylüyoruz. FETÖ’yü kim kullanıyor o da ayrı bir şey. FETÖ başkasını mı kullanıyor? FETÖ birilerini bu yolda kendi terör eylemlerinde mi kullanıyor, başkaları mı FETÖ’yü bu yolda kullanıyor? Milletimiz de bunu çok iyi biliyor görüyor.“

Okuyorsunuz ve “deli saçması” diyorsunuz. Önce birkaç söz: İlkokulu emekli olmaya hazırlanırken bitirmiş bir “imam”… Bediuzzaman’ı Kürtlükten ayıklamış. “Saidê Kurdî”nin yerine “Said Nursi”yi kendine kılavuz almış. Erzurum’da Komünizmle Mücadele’nin başına geçmiş ve Türkçü bir İslam yaratıp, örgütlenmiş.

İlk misyonu, Kürdistan Nakşibendiliğini Türkleştirmek ve devletin asimilasyon politikasına hizmet etmekle sınırlı olmuş.

Derken Allah “yürü ya kulum” demiş. 1979 yılında Ayetullah Humeyni İran’da Şah’ı devirmiş. NATO’nun küçük kardeşi CENTO’yu tasfiye etmiş ve “İslam devrimini” bir “ihraç meta” haline getirmiş. Bu radikal bir İslam.

ABD ve Türk “milli devleti” telaşa kapılmış. Bizimkiler kendilerini biliyor. Ellerindeki “Atatürk bayrağı” ile İslam’ın hiçbir türünün kalkışmasına artık kafa tutamazlar. Amerika da aynı fikirde. Hem Türk devleti, hem de ABD, “tek bayrak” olmaz demiş. Elinizde yalnızca “Atatürk” bayrağı ile İslami fundamentalizme de, Şia devriminin yayılmasına da karşı koyamazsınız. Devlet “bize” demiş, ABD “size” demiş, ikisi birden “ikimize de iki bayrak şart” sonucuna varmış.

Bir elinizde “Atatürk bayrağı” olacak, öteki elinizle de “ılımlı İslam” bayrağını sallayacaksınız. Hem “laik Türkleri”, hem de “mütedeyyinleri” bu “iki bayrak” altında birleştirip, ülkenizi “radikal İslamdan” koruyacaksınız.

Bu amaçla da 12 Eylül darbesi yapılmış. Devlet “Türk-İslam sentezi” denilen ideolojik temele oturtulmuş ve Gülen de bu temelde “Atatürk”ün yanında ikinci “bayraktar” haline getirilmiş. Devlete “yerleştirilmiş.” Yani “sızmamış” yerleştirilmiş.

Ardından da gelsin ABD’nin Ortadoğu’da “ılımlı İslam kuşağı”…

Cemaat’in ve Gülen’in yıldızı işte bu süreçte parladı.

Sonra ne oldu? Cemaat Türk derin devletinin “kararına” ve ABD emperyalizminin “projesine” sonuna kadar sadık kaldı. Erdoğan ise “iki bayrağa” ihanet etti. “Atatürk bayrağına” “faşist Bahçeli bayrağını” iliştirdi, kendi “kellesini” de “IŞİD’in hamisi” olarak bu bayrağa nakşetti. Bu bayrak Irak ve Suriye’de yenildi. Yenen güç Kürdistan gücü oldu. “Veyl mağluba” demişler ya…Yenilince ABD onu tasfiye etmeye karar verdi. Böylece Gülen yeni bir misyon yüklendi. Erdoğan’la çarpıştı.

Hikaye bu.

Başa dönelim. Tarihi bir laf olduğu için yerimizi harcama pahasına tekrar aktaralım: “FETÖ, Türkiye’deki Amerikan misyonlarına da sızmış, Amerikan yargısına da Kongresi’ne de her yere tüm kurumlarına sızmıştır. O yolla bu yolla legal ya da illegal.”

Kim bu lafları söylüyor? Ahmet Kekeç desek bile olmaz. İbrahim Karagül desek belki yakışır. Ama yine de aşırı olur. Çünkü hiçbir insan aklı “FETÖ Türkiye’nin her bir yerine sızdı, şimdi de ABD’nin her bir yerine sızdı” demez.

Demez ama bu adam dedi. Kim bu adam? Türk Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu.

İnanılır gibi değil. Ama bir an için inanalım. Amerika’da mukim “İmam efendinin”, ABD istihbaratına, CIA’ya, FBI’ya, Amerikan Kongresi’ne, Amerikan yargısına ve yürütmesine “sızdığına” iman edelim.

“Helal olsun İmam sana” demez misiniz?

Ey ulusalcılar, ey yıllarca “ABD her bir tarafımıza sızmış” diyenler. Ey bu Amerika bize “komplo” yapıyor diye ağlayanlar.  “İntikam günü” geldi işte.

İmam durumu tersine çevirmiş. ABD’nin tüm kurumlarına sızmış.

Kuto “boş ver Veysi abe, dilinin ucuna gelse de söyleme” diyor ama söyleyeceğim: Madem bu İmam ABD’nin bütün kurumlarına sızmış, neredeyse ABD’yi Türkiye’ye karşı yönetir hale gelmiş. O halde, siz ey “Türklüğün beka meselesini” çözmeye çalışanlar. Ne kıvranıp durursunuz?_

İndirsenize şu beceriksiz Erdoğan’ı, ABD’yi yöneten İmam’ı başınıza geçirsenize…

O zaman bırakın Ortadoğu’da “bölgesel hegemonyayı”, “dünyayı”, Şarlo’nun Hitler’e oynattığı gibi, mabadınızda oynatırsınız… ABD’nin her tarafına sızan bir Türkiye olursunuz ve böylece Amerika’nın oranıza buranıza sızmasını da bir vuruşta önlersiniz… Çavuşoğlu demiş oluyor ki, “Erdoğan Türkiye’yi, Gülen ise dünyayı yönetiyor.”

Deli saçması lafın sonucu da deli saçması oluyor: Erdoğan bir şey, Gülen her şey… Sakın bu Çavuşoğlu çavuş, “kripto FETÖ’cü” olmasın…

YENİ ÖZGÜR POLİTİKA

EB / Aktüelsanat

portal için içerik derleyici
Yazarın bir önceki yazısı
Kapalı
Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Reklamı engelleyerek iyi yapmışın, yazıya odaklanmakta fayda var.