Aktüel Dünya

Çocuklar siber taciz tehdidi altında

GÖZDE GÜLER / Politika

Günümüzde derslerin bile online yürütüldüğü bir ortamda, cep telefonsuz yaşamak düşünülemez. Cep telefonları, internet ve sosyal medya kullanımı her geçen gün artıyor ve birçok ebeveyn için bu süreci kontrol etmek neredeyse imkansız hale geliyor. Özellikle çocuklar ve ergenler için kontrolsüz sosyal medya kullanımı bilişsel, sosyal davranış bozuklukları, uyku ve dikkat problemleri, bağımlılık ve sağlık sorunlarının yanı sıra siber cinsel saldırı tehdidini de beraberinde getiriyor. Uzmanların cyber-grooming (siber uşaklaştırma) olarak adlandırdığı bu durum, günümüzde özellikle çocuklar ve ergenler için önlenmesi zor bir tehdit oluşturuyor.

Peki cyber-grooming nedir?

Cyber-grooming, genellikle yetişkin bir kişinin, kendisinden küçük bir bireyi cinsel amaçlı manipüle etmesi ve kullanmasıdır. Zanlı, sosyal medya üzerinden seçtiği çocuğa veya ergene bazen kendi yaşındaymış gibi, bazen de doğrudan yetişkin kimliğiyle yaklaşarak onun ilgisini çekiyor ve güvenini kazanmaya çalışıyor. Hedef, gerçek hayatta buluşmak ve mağduru istismar etmek.

Fiziksel buluşma öncesinde ise mağdurdan kimi fotoğraflar talep ediliyor. Eğer mağdur buluşmayı veya iletişimi reddetmek isterse, daha önce gönderdiği görseller şantaj ve baskı amacıyla kullanılıyor. Bu görseller daha sonra mağduru yeni eylemler yapmaya zorlamak için bir tehdit unsuru haline geliyor.

Grooming çeteleri aktif

Bu yıl Birleşik Krallık’ın Rotherham şehrinde, 15 yıl boyunca bin 400’den fazla kadının organize cyber-grooming çetelerinin mağduru olduğu ortaya çıktı. Bu rakamlar yalnızca tespit edilebilenler; gerçek sayının daha yüksek olduğu tahmin ediliyor. Ayrıca kadınlar, mağduriyet yaşadıklarında henüz çocuk yaşlarında olduklarını ifade ediyor.

Almanya’da cyber-grooming, çocuklara yönelik cinsel istismar suçunu içeren Ceza Kanunu’nun 176. maddesine göre açıkça suç sayılmaktadır. Ancak buna rağmen, Devlet Medya Kurumu Kuzey Ren-Westfalya’nın bu yıl yaptığı ankete göre(*), Almanya’daki çocuk ve gençlerin dörde biri cyber-grooming mağduru; 14 yaş altındaki çocukların yüzde 16’sı siber tacize maruz kalmış. Ankete katılan çocukların yüzde 69’u ise cyber-grooming konusunun okulda daha fazla işlenmesini istiyor.

Kızlar da erkekler de mağdur

Ulm Araştırma Hastanesi’nin yürüttüğü bir diğer çalışmaya göre de, erkek çocukların yüzde 29’u, kız çocukların ise yüzde 34’ü sosyal medya üzerinden tacize uğruyor. Bu da sosyal medyadaki cinsiyet farkının, gerçek hayattaki tacize oranla daha az belirleyici olduğunu gösteriyor.

Tacize maruz kalanların yüzde 21,1’i istenmeyen pornografik veya cinsel içerikli görsellerle karşılaştıklarını belirken, yüzde 15’i istenmeyen cinsel içerikli konuşmalara, yüzde 12,1’i ise cinsel içerikli sorulara maruz kaldığını söylüyor. Ayrıca mağdurların yaşı küçüldükçe siber tacize uğrama oranında da yükseldiği görülüyor.

Partiler anlaştı

Bu yılın Mayıs ayında CDU, CSU ve SPD arasında imzalanan anlaşmada, sosyal ağlarda ve internet forumlarında hakaret, siber zorbalık ve siber tacize karşı ceza hukukunun korunacağı belirtildi. Anlaşmaya göre; sosyal medya platformlarında siber zorbalık ve tacizi bildirmek, ihbar etmek daha kolay hale getirilecek. Ayrıca kimlik avı (phishing) ve benzeri suçlar için bir raporlama merkezi kurulacağı belirtiliyor.

Şantaj yıllarca sürebiliyor

Mağdur kişi tacizciyi sosyal medyada engellese bile, zanlı çoğu zaman mağdura yeniden ulaşmanın bir yolunu buluyor. Eğer taciz failinin elinde mağdurun özel görselleri varsa, engellemek de sorunu ortadan kaldırmıyor. Pek çok çocuk ve ergen bu durumu çevresine anlatmadığı için siber taciz ve şantaj yıllarca devam edebiliyor. Mağdur, bu süreçte kendini odasına kapatıyor, yemek yemeyi reddediyor, bazen telefon ellerinden alındığında büyük tepkiler verebiliyor. Ebeveynler çoğu zaman bu durumu yalnızca “telefon bağımlılığı” olarak değerlendirse de, aslında çocuklar, failin kendilerine ulaşamadığında tehditlerini yerine getireceğinden korkuyor olabilir.

Aileler çocuklarını gözlemlemeli

Bu tür durumlarda mağdur çocuklar, uyku sorunları, derslerde başarısızlık, sürekli kaygı, sosyal çevreden uzaklaşma, güven kaybı ve en ufak şeye dahi aşırı agresif tepkiler gelişebiliyor. Ebeveynler, çocuklarını dikkatli bir şekilde gözlemlemeli ve öğretmenlerle, okul psikolojik danışmanlarıyla sürekli iletişimde olmalıdır. En önemli noktalardan biri ise çocuğa mutlaka güven vermek, ne olursa olsun yanında olduklarını ve utanılacak bir durum olmadığını hissettirmektir.

Profesyonel destek alınmalı

Sürece bir psikoloğun dahil edilmesi büyük önem taşır çünkü online da olsa taciz ciddi travmalara yol açabilir. Taciz failleri genellikle güven ilişkisi üzerinden hareket ettikleri için, bu güven kaybı çocukların ileriki yaşamlarını da etkileyebilir. Bu nedenle, aile içinde güvenli ilişkiler kurulmalı gerekirse aile terapisi ile desteklenmelidir.

* https://www.medienanstalt-nrw.de/presse/pressemitteilungen/pressemitteilungen-2025/mai/studie-zu-cybergrooming.html

EB / Aktüelsanat

portal için içerik derleyici
Yazarın bir önceki yazısı
Kapalı
Başa dön tuşu