
Çiyayê Kurmênc (Efrîn)
Mustefa REŞÎD
Kürt Dağı bölgesi anlamına gelen Çiyayê Kurmênc (Efrîn) Rojava’nın en küçük parçası. Amanos dağlarının yani Hatay ilinin doğusuna düşüyor. Alanın genişliği doğudan batıya 55 km, kuzeyden güneye 75 km’dir. Halep-İstanbul tren hattı buradan geçiyor.
Bölgenin kuzeyinde yer alan ve 1200 metre yüksekliğiyle bölgenin en yüksek dağı olan Hawarê, doğudan batıya doğru uzanıyor. Bu dağın batı ve kuzey cephesinde ise Kuzey Kürdistan ile Rojava arasındaki sınır geçiyor. Güneye doğru uzandıkça Hawarê Dağı’nın rakımı düşerek, doğudan Şikakan, Amkan ve Xastiyan dağlarının yükseltilerine kadar uzanıyor. Bu üç dağın ortasında ise bölgenin güneyindeki Lêlûn (Bêlus) Dağı duruyor. Güneyden batıya doğru yer alan Lêlûn Dağı, Kürt topraklarının Arap topraklarıyla sınır olduğu yere kadar uzanıyor. Lêlûn Dağı ile Xastiyan dağlarının arasında bereketli topraklarıyla bilinen Cûmê Ovası var. Batıdan Hemqê Ovası’na kadar uzanarak, doğuya doğru Efrîn kent merkezine yakınlaşıp, kuzeye ilerledikçe daralıyor. Bu şekilde Şikakan İlçesi’ni Xastiyan dağından ayırıyor. Efrîn suyu ise Kuzey Kürdistan’dan Maraş-Antep arasındaki bölgeden doğup Kela Horî yakınlarından Çiyayê Kurmênc bölgesine giriyor. Bu su, Şikakan ilçesinden Efrîn kent merkezinin yakınlarına kadar uzanıp, Deşta Cûmê’yi-Cûmê Ovası’nı yararak Hemqê ovasına, oradan Asi ve Ava Reş’e ulaşıyor. Üç koldan birleşen bu nehirler Hatay yakınlarında Akdeniz’e dökülüyor.
Çiyayê Kurmênc (Efrîn) tarihi
Bölge, tarih öncesi ve sonrasında Kürtlerle anılıyor. Yunan ve Romalılar döneminde Kurdîka olarak kabul edilir. Araplar buraya ‘Cebel-ûl Ekrad’, Osmanlılar ise ‘Kürd-Dağı’ ismini vermiş. Kilis Kürt Beyliği’ne bağlı olan bölgeyi Kürtler sürekli ‘Çiyayê Kurmênc’ adıyla anmış. Kilis Beyliği ise ‘Mand Beyliği’ bazen de ‘Canpolatlar Beyliği’ olarak isimlendirilmiş. Kürt beyliği yükselme döneminde Çiyayê Kurmênc bölgesinden çok daha geniş bir alana yayıldı. Mand Bey, döneminde sınırları Hama’nın kuzeyinden Maraş’ın güneyine, Akdeniz’den Kilis doğusu ve Ezaz’a kadar olan topraklar üzerinde varlığını sürdürdü. Haçlı Seferleri döneminde Eyubî Kürtlerinin yanında Haçlılara karşı savaşan Mand Bey’e Qusêr bölgesi de hediye olarak verilerek topraklarına katılmıştı.
Canpolatlar döneminde ise Kilis Beyliği’nin başkenti Halep’e taşınarak, Canpolat beyleri beyliklerini buradan yönetmeye başladı. 1606 yılında Mîr Huseyin Canpolat Osmanlıların Perslere karşı başlattığı sefere dahil olmak istemedi. Sadrazam Kuyucu Murat Paşa Mir Huseyin’i yanına davet ederek, bir ihanet sonucu öldürttü. Bu olay ile birlikte Mir Huseyin’in kardeşi Mîr Elî Canpolat Osmanlılara karşı başkaldırdı. Kendi beyliğine Şam ve Lübnan’a uzanan toprakları da dahil ederek Osmanlılardan ayrıldı. Mîr Elî Canpolat Toskana Beyi (İtalya) Ferdinad ile diplomatik ilişkiler geliştirdi. Kendi adına para bastırıp hutbe okuttu. Ancak Osmanlı İmparatorluğu Mîr Elî Canpolat üzerine büyük bir ordu sürdü. Osmanlı ordusunun yanısıra 40 bin kişiden oluşan Zulfikar Paşa komutasında Zulqadir Kürtlerinden oluşan bir güç de Osmanlıların yanında yer aldı. Mîr Elî Canpolat ise 20 bin atlı ve 20 bin piyade ile hazırlanmıştı. Oruç Ovası’nda karşı karşıya geldiler. Nicel olarak eşit olmayan bu güçlerin savaşında Mîr Elî Canpolat güçlerinin yarısını kaybederek Halep’te tutunamayacağını anladı.
Bu savaşla birlikte oldukça zengin olan Mand ve Canpolat beyliği sona erip, bölge Osmanlıların eline geçti. Bir süre saklanan Mîr Elî Canpolat, daha sonra Osmanlı Padişahı I. Ahmed’in huzuruna çıkarak af istedi. Sultan Ahmed onu affederek beylerbeyi olarak Romanya’ya görevlendirip Timişwara kentine gönderdi. Küçük kardeşini de saraydaki okula aldı. İstanbul’dan yola çıkan Mîr Elî Belgrad’a ulaştı. Ancak Kuyucu Murat Paşa’nın öfkesi dinmemişti. Gizlice adamlarını Belgrad’a gönderen Murat Paşa, bir komplo ile Kalimekdan kalesinde Mîr Elî Canpolat’ı öldürttü.
Burda şu noktanın hatırlanması gerekiyor: Lübnan’da Şuf Dağı bögesinde Cumbilat ailesi olarak bilinen bu aile (Kemal Cumbilat, oğlu Welîd Cumbilat) Dürzilere liderlik ediyorlar. Ailenin kökeni Canpolat Beyliği’nden geliyor.
Çiyayê Kurmênc (Efrîn) merkezi ve ilçeler
I. Dünya Savaşı’ndan sonra Suriye devleti kurulurken İskenderun ve Hatay Türkiye tarafında kaldı. Çiyayê Kurmênc bölgesi de Suriye tarafında. Yine Çiyayê Kurmênc bölgesinin merkez kenti ve yürütmesini (belediye-idare) üstenen Kilis şehri Türkiye sınırları içinde kaldı. Bundan dolayı bölgenin yönetimi için Mabetan merkez olarak seçildi. Daha sonra da bölge idaresi yeni inşa edilen Efrîn merkezine taşındı. Efrîn resmi olarak il ilan edilerek, üç ilçe buraya bağlandı. Bunlar da Hamam, Bilbil ve Reco’dan oluşuyor. Ancak 1938’de Fransa İskenderun (Hatay) vilayetini Türkiye’ye vererek Almanya’nın yanında II. Dünya Savaşı’na katılmasını önledi. Çizilen yeni sınırlardan kaynaklı Hamam İlçesi bölündü. Bu nedenle ilçe merkezi daha önce köy olan Cindirês’e taşındı. Daha sonra Cindirês ilçe statüsüne kavuştu. 1960 yılında üç ilçe daha kurularak, resmi olarak kabul edildi. Bunlar da Mabetan, Şeran ve Şiyê’dir. Bu şekilde Efrîn’in ilçe sayısı Cindirês, Bilbil, Reco, Mabetan, Şeran ve Şiyê ile altıya çıktı. 366 köy ve merkezden oluşan Çiyayê Kurmênc nüfusunun hemen hemen tümü Kürttür. 1960 yılında Kembera Erebî olarak bilinen plan kapsamında yapılan toprak reformu ile birlikte bazı toprakları başka bölgelerden getirilen Araplara verildi. Bölgedeki Arapların sayısı çok az olmakla birlikte, onlar da artık Kürtçe konuşuyor.
Çiyayê Kurmênc’deki aşiret yapılanması
Bölgede artık bir aşiret yapılanmasından söz edilememekle birlikte, birçok kişi artık hangi aşiretten olduğunu dahi bilmiyor. Çiyayê Kurmênc’deki tanınan aşiret yapılanması şöyle:
Amkan (Amkî): Bilbilê’den Raco ve Şiyê’ye kadar yayıldı.
Biyan (Biyî): Özellikle Bilbile ilçesinde yaşıyorlar.
Şêxiyan (Şêxî): Bilbilê ve Reco’dan Xestiyan Dağı’na kadar olan bölgede yaşıyorlar.
Xastiyan (Xastî): Mabetan ilçesi sınırlarında bulunan Xestiyan Dağı’nda yaşıyorlar.
Cûmiyan (Cûmî): Cindirês ilçesine bağlı Cûmê Ovası’nda yaşıyorlar.
Yukarıda sıraladığımız beş aşiret bölgenin yerleşik aşiretleri olarak biliniyor. Özellikle Amkan ve Cûmiyan aşiretlerinin ismi bölgenin tarihiyle birlikte anılır. Bunların yanısıra daha sonra bölgeye göç edip yerleşen aşiretler de var. Onlar da şunlardan oluşuyor:
Şikakan (Şikakî): Bölgenin doğusundaki Şeran İlçesi çevresinde yaşıyorlar. Doğu Kürdistan’daki Şikakanlardan kopan ve bölgeye göç eden bir kol da olabilir.
Robaran (Robarî): Lêlûn Dağı ve buraya yakın bölgelerde yaşıyorlar.
Heyştiyan (Heyştî): Xestiyan Dağı ve Cûmê Ovası’nda kalıyorlar.
Kuzey Kürdistan’ın Bitlis ile çeveresinde yaşayan Rojki Aşireti’nin bir kolu Şêxorzê köyü ve çevresinde yaşıyor. Yine Coqê ve Maratê köyünde yaşayanlardan bir kısmı Çeqelî olduklarını yani Çeqeliyan aşiretinden olduklarını söylüyor. Ayrıca Çiyayê Kurmênc bölgesinde Kürdistan’ın değişik bölgelerinde yaşayan kimi aşiretlerden olduklarını belirtenler de var. Bunlar da Dinî, Hevêdî (Hevêrkî), Zagî vb….
Din ve Mezhep
Bölgede yaşayanların büyük bir çoğunluğu Müslüman ve Hanefi mezhebine mensup (Kürtlerin çoğunluğu Şafii mezhebinden).
Bölgede eskiden yoğun bir Êzîdî nüfusu yaşasa da sayı gittikçe azalarak, Êzîdî nüfusu birkaç köyle sınırlı kalmış bulunuyor. Bazı köylerde de yarı Êzîdî yarı Müslümanlar yaşıyor. Sadece Mabetan köyünde Aleviler yaşıyor.
Ziraat
Çiyayê Kurmênc (Efrîn) bitki örtüsü ve tarım ürünleri konusunda çok zengin bir bölge. Her şeyden önce Efrîn zeytinleriyle ünlenen bir yer. Her alanı kaplayan milyonlarca zeytin ağacı bölge coğrafyasına ayrı bir güzellik katıyor. Zeytin yağı ve zeytin ticareti bölge halkı için önemli bir gelir kaynağı. Ayrıca üzüm de bu verimli topraklardan elde edilen başlıca ürünler arasında. Daha önce sınırlı olan üzüm üretimi süreç içinde gelişmiş durumda. Meyve diyarı olarak bilinen Efrîn’de nar, elma, kiraz, şeftali, kayısı, incir, armut, dut, ayva ve daha birçok meyve yetiştiriliyor. Bazı ilçelerde ceviz ve badem üretimi azımsanmayacak kadar fazla.
Yine buğday, arpa, mısır, susam, ayçiçeği, mercimek, nohut, tütün ve pamuk da bölgede üretimi yapılanlar arasında.
Çok zengin olan tarım ürünlerinden karpuz, kavun, domates, patlıcan, soğan, sarımsak, kabak, salatalık, acur, biber, turp, fasülye ve ve uzadıkça uzatılabilecek bir liste çıkarmak mümkün. Sumak, zahter gibi birçok baharat çeşidi de üretiliyor.
Hayvancılık
Bölgede eskiden küçükbaş hayvancılık yaygındı. Ancak mevcut durumda belli bölgelerde hayvancılık olsa da daha çok aile ihtiyaçlarını karşılama temelinde yapılıyor. Bölgede kümes hayvanlarının yanısıra yer yer büyükbaş hayvanlar da yetiştiriliyor. Arıcılık eskisi kadar yaygın olmasa da halen bölgede geçim kaynaklarından biri.
Kültür ve folklor
Efrîn bölgesinde erkeklerin folklorik giyimleri tarihteki Partların giyimine benziyor. Beyaz takke, etrafı süslü siyah peştemal, aba, yelek ve paçası dar şalvardan oluşuyor. Bölgenin halay ve semaları çok meşhurdur. Efrîn halk oyunları ekipleri birçok kez Suriye’deki halk oyunları müsabakalarında birinci oldu.
Efrîn bölgesi dilini koruduğu için aynı zamanda kültür, folklorun yanı sıra özgünlüklerin hepsini günümüze kadar getirebilmiştir. Kürtler arasında nam salmış birçok dengbêj bu bölgedendir. Hemûş Korik, Ibramê Bêsnî (Îbramê Tirko), Cemîlê Kerê, Cemîl Horo, Omerê Cemlo, Evdê Şehrê, Hesnazî, Reşîdê Memcûcanê, Adîk Necar, Beytaz, Eliyê Kabê, Elî Tico bunlardan bazılarıdır.
Turizm ve tarihi yapı
Çiyayê Kurmênc bölesi arkeoloji ve turizm açısından da önemli bir bölge. Kürdistan’ın diğer bölgeleri gibi buranın da her yerinde tarih öncesine ait birçok iz ve kalıntı bulunuyor. Ancak bu kadim tarihten bazı yapılar da halen varlığını sürdürüyor. Lêlûn Dağı’nda birçok tarihi yapı mevcut. Bu yapıların en ünlüsü ise Avrupalıların “San Sîmon” dedikleri Seman Kalesi’dir. Her yıl kafile kafile turistler kaleyi gezmeye geliyor. Yine Efrîn’in kuzeybatı bölgesinde Hori Kalesi var. Avrupalılar buna “Sirus” diyor. Ayrıca bu kaleye yakın Efrîn Çayı üzerinde kurulan tarihi köprü halen kullanılıyor. Yine Cûmê Ovası ile Hori Kalesi arasında kalan bölgede birçok tarihi tepeler mevcut. Bu tepelerden her birinin cephesinde iki ayrı tepe daha görülüyor. Burada mezar için kazılan topraklarda bile tarihi eserler gün yüzüne çıkıyor.
Yine bölgede çok sayıda gezi ve güzel zaman geçirilecek yerler var.
Kefircanê: Suyu, ağaçları ve meyveleriyle tanınıyor. Burda birçok restorant, kafeterya ve ziyaretçilere hizmet edilen yerler bulunuyor.
Basûtê: Nar ağaçları ve pınarıyla meşhur olan bu bölgedeki lokantalarda pişirilen yemeklerin lezzeti dilden dile dolaşır. Yine Meydankê ve Gemrûkê su kaynaklarıyla tanınan yerler.
Hori Kalesi’nin aşağısında bulunan Ava Sarisabûnê insanları çeken bir gezi ve dinlenme alanı. Hemen yanındaki Kitix ve Tilsor’da görülmeye değer yerler.
Ava Reş’in yanında bulunan Batman Pınarı ise nadide mesire yerlerinden biri. Ancak sınıra yakın olması ve olası tehlikelerden ötürü fazla rağbet görmüyor.
Kutsal mekanlar
Özellikle azı yerleri kutsal mekanlar olarak gören bölge halkı, öyle yaklaşıyor. Kela Horî (Hori Kalesi), Ziyareta Henên, Ziyareta Abdurehmên, Şêx-Berkat, Ziyareta Çêlxanê, yine Menan û Deyan bunlar arasında. Ayrıca Turindê Pınarı ve Golbehir’in suyunun da kutsal sular olduğuna inanılır. Ziyareta Henên’de ölümsüz Kürt bilgesi Nurî Dersimî’nin mezarı bulunuyor.
Geçim kaynağı
Bölge insanının çoğunluğu tarım ve hayvancılıkla geçiniyor. Tarlalar traktörlerle sürülüyor. Az da olsa halen hayvanlarla çift sürenler de var. Tarım ve hayvancılık dışında da yaygın olarak terzilik gibi daha birçok meslek bulunuyor. Eskiden su değirmenlerinin sayısı fazlaydı. Yine zeytin yağı işletmelerinde de hayvanlar kullanılıyordu. Ancak şimdi değirmenler ve zeytin yağı çıkarılan yerlerde elektronik değirmenler ve aletler kullanılıyor. Bölgede zeytin üretimi, zeytin yağı üretimi için birçok modern tesis kurulmuş bulunuyor. Zeytin yağı ve zeytin ticareti ile ilgili olarak teneke üretim fabrikası, sabun fabrikası, kilim üretim atölyeleri var. İnşaat sektöründe de tuğla ve taşların üretildiği çok sayıda atölye var.
Ticaret
Ticaret konusunda bölgedeki insanların fazla aktif olduğu söylenemez. Efrîn’in zenginliğine rağmen Efrînliler bundan faydalanamıyor. Birçok üretici mahsülünü alır almaz Halep tüccarlarına satıyor. Tüccarlardan alınan avanslarla bir nevi tarladaki ürünlerini ipotek altına koyuyorlar. Efrîn şehir merkezi ve ilçelerinde haftada bir gün pazar kuruluyor. Efrîn’de çarşamba günü, Cindirês’te pazartesi kuruluyor. Bu pazarlarda ev ihtiyaçları alınıp satılıyor.