
Alaska zirvesi ve yeni dönem
Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik başlattığı işgal girişiminin üzerinden yaklaşık üç yıl geçtikten sonra, nihayet Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve ABD Devlet Başkanı Donald Trump Alaska’da bir araya geldiler.
Görüşme sonrası her iki lider de birbirlerini öven açıklamalar yapmalarına rağmen, gazetecilerden soru almadan Alaska’yı terk ettiler. İnsanların ilgisini çekti mi bilmiyorum, fakat kendini ve yaptıkları işleri abartarak övmesiyle bilinen Donald Trump Washington’a indikten sonra da konuyla ilgili hiç bir açıklama yapmadı.
Bundan anladığımız şey şudur: ABD Başkanı Donald Trump Rusya’dan popülaritesine katkı sağlayacak bir sonuç alamadan Alaska’yı terk etmek zorunda kaldı. Muhakkak budan sonra da her iki lider müzakerelere devam edecekler.
Her ne kadar masanın gündemi Ukrayna olsa da, gerçekte her iki lider yeniden şekillenen yeni dünya düzenini konuştular. Bunun ilk işaretini bence toplantıya katılmak için Alaska’ya gelen Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov üzerinde SSCB yazısı olan bir tşört giyerek vermişti.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla biten Soğuk Savaş sonrası başta ABD olmak üzere Batılı ülkelerin kendilerini çok abartan bir pozisyonda durmaları, Rusya ve Çin’i yeterince ciddiye almamaları gelinden noktada altı çizilmesi gereken en önemli konulardan bir olmaktadır.
İlk olarak 2008’de Gürcistan’a askeri müdahalede bulunan Rusya, 2014’de Kırım’ı işgal ederek Soğuk Savaş sonrası ortaya çıkan yeni duruma razı olmadığını ortaya koymuştu aslında. Buradan bakınca 2022 yılında bütün Ukrayna’ya yönelik başlatılan Rus işgali bir çok çevre için sürpriz sayılmamalı.
Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik başlattığı işgal hareketi Avrupa’nın geçmişe ait güvenlik yaklaşımlarını geriye dönülmez bir biçimde zedelemiş, yeni bir güvenlik siyasetine olan ihtiyacı net olarak ortaya çıkarmıştır.
ABD Başkanı Donald Trump’ın NATO ülkelerine dayattığı askeri harcamaları artırma yaklaşımının Avrupa ülkeleri tarafından kabul edilmesinin en önemli nedeni bu yeni durumdur.
Fakat burada yukarıda altını çizdiğimiz Avrupa’nın güvenliğini de aşan, küresel bir mesele var. Başta ABD olmak üzere bütün Batılı ülkeler Soğuk Savaş sonrası Rusya ve Çin gibi Batı dışı aktörleri de ortak kurallar ve kurumlar ekseninde içeren Batı merkezli liberal bir kürselleşmenin mümkün olduğuna inanıyorlardı.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron Putin’i Avrupa güvenlik mimarisine dahil etmek için yoğun bir çaba harcadı. Eski Almanya Başbakanı Angela Merkel ise benzer kaygılarla enerji tedarikini Rusya üzerinden yaparak Rusya’yı dengeleme ve yatıştırma çabası içerisine girmişti. Merkel sonrası Almanya Başbakanı olan Scholz’un yoğun çabaları da Putin’i Avrupa güvenlik mimarisine dahil etmeye yetmedi.
Avrupalı liderlerin yoğun mesaisine rağmen Putin her defasında onları ignore (görmezden gelerek) edip ABD ile muhattap olmak istedi. Bununla yeniden bir tarafta Rusya diğer tarafta ABD denklemine dönmek istiyordu. Nihayet Putin Avrupalı muhattaplarını ve hatta Ukrayna’yı dışarda tutarak Alaska’da doğrudan Trump’la bir araya gelerek bu amacına ulaşmış oluyor.
Başta Almanya ve Fransa olmak üzere bütün Avrupa için bu oldukça küçültücü bir durumdur. Sonuçta burnunun dibinde yaşanan ve kendisini de doğrudan tehdit eden bir savaşın konuşulduğu bir masada hiç bir AB ülkesi yer alamamıştır. Alaska’da iki liderin bir araya gelmesi Putin’in NATO içindekiler de dahil diğer Batılı ülkeleri ciddiye almadığını da ortaya koymuştur.
Alaska’da gerçekleşen görüşme sadece bir sorunun çözümünün konuşulduğu bir biraraya geliş değil; yeni bir dönemin başladığının ilan edildiği sembolik önemi oldukça büyük tarihsel bir olaydır.
Alaska’da Putin ve Trump Soğuk Savaş sonrası Rusya ve Çin’i de içine alan Batı merkezli liberal bir küreselleşme siyasetinin gelinen aşamada hiç bir karşılığının kalmadığını ilan etmiş oldular. Kaldı ki bu, zaten biliniyordu, Alaska’da deklere edilmiş oldu!
Aslında Donald Trump’ın ABD’de yeniden seçilmesi buradan bakılınca biraz daha iyi anlaşılıyor. Donald Trump başta ABD olmak üzere diğer Batılı ülkeleri bu yeni döneme; askeri, ekonomik ve siyasal alanda hazırlıyor.
Biz de bu yeni döneme hazırlanmalıyız.