
Rubailerden büyülenen kadınların sesi: Dîwana Dûbeytî
Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) sanatçılarının 6 yıllık projesi olan “Dîwana Dûbeytî”, ilk olarak müzik ve dansın performansı şeklinde Kürdistan’da sahnelendi.
İlk Kürt şairi olarak bilinen Baba Tahirê Uryan’ın rubailerini besteleyen ve şarkılara ses veren Zelal Gökçe, Nurcan Değirmenci, Meral Tekçi ve Serhat Kural’ın yer aldığı kadrosu ile kadınların ağırlıkta olduğu bir albüm özelliği taşıyor.
Şiir ve müziğin buluşması
Sahne çalışmasına sadık kalınarak hazırlanan ve enstrümanlardan kostüme kadar sahnedeki tadın yakalanmaya çalışıldığı albümde, sanatçıların kendi bestesi olan 13 eser yer alıyor. Şiirin ve müziğin buluştuğu, edebi ve tarihi yönüyle arşiv niteliği taşıyan albümde; elektrogitar, kaval, perküsyon, sazbüş, tambur ve keman gibi birçok enstrüman şarkılara eşlik ediyor.
Göçke, “Dîwana Dûbeytî”nin 2011 yılında dansçı ve müzisyenlerin birlikte hayata geçirdiği bir proje olduğunu söylüyor.
Arşiv niteliğinde albüm
“Neden Baba Tahirê Uryan?” sorusunu yanıtlayan Gökçe, Kürt edebiyatında birçok Kürt şairinin şiirlerinin bestelendiğini, ancak bazı şairlerin eksik kaldığını, Baba Tahirê Uryan’ın onlardan biri olduğunu ifade ediyor ve ekliyor:
“Baba Tahirê Uryan 10. yüzyılın sonları 11. yüzyılın başlarında yaşamış; rubailerinin içeriği, kapsamı ve felsefesi çok derin olan bir Kürt şairidir. Ehli hak şairi olduğu için tasavvufi yönü ağırdır. Böyle bir Kürt şairinin tanınması gerektiğini düşündük.” Baba Tahirê Uryan’ın Fars Edebiyatı’nda önemli bir yer sahip olduğunu ve Fars olduğu iddia edilerek, sahiplenilmeye çalışıldığını vurgulayan Gökçe, Baba Tahirê Uryan’a ait, “Kürt uyudum, Arap uyandım” sözünü paylaşarak, bir Kürt şair olduğunun altını çiziyor. Zelal Gökçe, albümün aynı zamanda önemli bir arşiv olduğunu dile getiriyor.
6 yıl boyunca Kürdistan’da birçok turne düzenlediklerini anlatan Nurcan Değirmenci ise projenin uzun yılların birikimi olduğuna dikkat çekiyor.
‘Her rubaisini hayranlıkla okuduk’
Albümü sahne aldıkları arkadaşlarıyla birlikte hazırladıklarını ifade eden Değirmenci, “Enstrümanlar sahnede sergilediğimiz gibi kullanıldı. Sahne performansı gibi kayıtlar alındı. Fotoğraflarda da sahne kostümlerimizle yer aldık. Sahnedeki o tadı albümde de vermek istedik” şeklinde aktarıyor. “Her rubaisini hayranlıkla okuduk” diyen Değirmenci, Baba Tahirê Uryan’ın doğayı ve aşkı anlatan çok derin imgeleri olduğunu, her rubainin başka yorumlamalara açık bir kapı bıraktığını söylüyor.
İSTANBUL /GAZETESUJİN