Aktüel Yorum

Topyekûn ayağa kalkma zamanıdır artık

“Uyanın kara kış kapıya dayandı ölü bir ağız gibi ay kapandı

uyanın, kapımıza koydular terk edilmiş çocuk gibi kılıcı

uyanın, ölüm çoktan mahmuzladı atını

yankılanıyor nal sesleri gazetelerde

uyanın, çelik eldivenli insanlar gece elveda dedi vadinin

derinliğinde…”

                         Jean Cayrol

DTK Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik uygulanan tecridin kaldırılması amacıyla Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde başlattığı ve tahliye edilmesinin ardından evinde sürdürdüğü süresiz-dönüşümsüz açlık grevi direnişi üçüncü ayını geride bıraktı.

Leyla Güven’in cezaevinde tek başına başlattığı süresiz-dönüşümsüz açlık grevi direnişi başta Hewlêr, ardından cezaevleri ve hemen akabinde Strasbourg’da başlayan direnişlerle kısa bir sürede dünyanın her yerine yayıldı. Güven’in direnişi 94’üncü, Nasır Yağız’ın 81’inci, cezaevleri 56’ncı ve Strasbourg açlık grevi direnişi 55’nci günde devam ediyor. Galler, Toronto, Den-Haag ve Almanya’nın Duisburg kentinde devam eden direnişlere başka kentler de eklendi. Bu da direnişin gün geçtikçe büyüdüğünün en açık kanıtı.

Açlık grevi direnişinde kritik eşiği çoktan aşan Leyla Güven ve Nasır Yağız ağır sağlık sorunları yaşıyor. Cezaevlerinde direnişte olan siyasi tutsakların da sağlık durumu hızla kötüleşiyor. Bununla birlikte Leyla Güven öncülüğünde iktidarın en “güçlü” olduğunu düşündüğü cezaevinde başlayan direnişi kıramayacağını anlayan Türk devleti de gittikçe hoyratlaşıyor. Bu direnişi bir kadının başlatmasını sindiremeyen erkek egemen devlet saldırılarının dozunu her geçen gün daha da arttırıyor.

Cezaevlerinde açlık grevi direnişinde olan politik tutsaklara yönelik ciddi hak ihlallerinin yaşandığı HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu tarafından kamuoyuna açıklandı. Komisyonun hazırladığı raporla direnişçilerin fiziksel şiddet ve sözlü hakarete uğradığı, birçok cezaevi idaresi tarafından direnişçilere B Vitamini, karbonat ve limon verilmediği, ihtiyaçlarını tek başına gideremeyecek durumda olan direnişçilerin tek kişilik hücrelere konulduğu, direnişçilerin sağlık kontrollerinin yapılmadığı, cezaevi sağlık personelinin açlık grevi direnişinde olanlara karşı ideolojik tavır takındığı, direnen tutsaklar hakkında disiplin soruşturmaları başlatıldığı ve direnişçilere disiplin cezaları verildiği belgelendi.

Öte yandan 55 gün önce Strasbourg’da başlayan ve eylemin hızla diğer Avrupa kentlerine yayılmasına vesile olan direnişte de eylemciler tehlike yaratacak boyutta sağlık sorunlarıyla karşı karşıya. Strasbourg’da direnen eylemciler yaşadıkları ağır sağlık sorunlarına rağmen her gün onlarca yabancı kurumla çok önemli görüşmeler gerçekleştiriyor ve eylemin diplomasi ayağını gerçekte bu grup sırtlıyor.

Leyla Güven öncülüğünde başlayan süresiz-dönüşümsüz direniş 94’üncü günde kesin hedefe henüz ulaşamasa da ciddi başarılar kazanmış, Türk devletine iki defa geri adım attırmış ve onların direnişi kırma hamlelerini oldukça güçlü bir biçimde boşa çıkarmıştır. Bunun dışında yüzlerce yabancı kurum ve kuruluş bu son derece haklı direnişle dayanışma gerçekleştirmiş ve direnişçilerin sesi bütün dünyada duyulmuştur. Bunlar görülmesi gereken çok büyük başarılardır ve bu kararlılık, irade ve dirençle direnenlerin kesin hedefe ulaşacakları da gün gibi açıktır.

Bir yandan kapitalist moderniteye, diğer yandan erkek egemen zihniyete ve mutlak güç olma hırsı taşıyanlara karşı yapılan bu büyük ve fedai direniş başta Kürt kadınları olmak üzere tüm halkımız ve insanlık tarafından hakettiği şekilde sahiplenilmelidir. Zira bu direniş bunu fazlasıyla hakediyor. Çok geç olmadan, ölümler yaşanmadan topyekûn ayağa kalkma zamanıdır artık.

Yazarın bir önceki yazısı
Kapalı
Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Reklamı engelleyerek iyi yapmışın, yazıya odaklanmakta fayda var.