Aktüel Yorum

SANAT POLİTİKTİR

Her sanat ve sanatçı içinde yaşadığı zamanın, toplumsal ve siyasi koşulların, iktidar biçimlerinin, kendi sınıfının ve ulusunun çocuğudur. Sanatçı doğrudan siyasete karşı bir ilgisi olmasa da içinde yaşadığı toplumsal ve siyasal koşullardan etkilenir. Bu koşullara göre biçimlenir ve ona uygun sanatsal-politik bir kimlik ve tutum edinir.

“Sanatla;  edebiyatla, şiirle, tiyatro ve müzikle siyaset yapılmaz” diyenler; aslında -sanat sanat içindir- sloganıyla -içinde yaşadıkları gerçekliği görünmez kılmaya çalışarak- siyasetin daniskasını yapmaktadırlar.

Sanatta bu tavrı kendilerine yakıştıranlar, toplumsal meselelere uzak ve salt sanat için –estetik bir kaygıyla– ve aslında kendi için sanat yaparak (ki böyle de yapsalar da burjuva sanatçıları arasında da güzel sanat ürünleri ortaya çıkaran sanatçıların varlığını inkâr etmeden) siyaseten suya sabuna dokunmadan topluma ve bireylere; tüm yaşanan yokluklara, yoksulluklara, acılara ve ayrılıklara “razı olma” durumunu öğütlerler.

“Her şey politiktir. Dolayısıyla sanatta-sanatçı da politiktir” diyenler -sanat toplum içindir-  anlayışıyla yaşama siyasi ve eleştirel yaklaşıp yaşamı özgür kılmanın, değiştirmenin, dönüştürmenin ve yarını kurma işinin “insanların ve toplumların işi olduğunu” öğütlerler. (böyle yapsalar da işçi ve yoksul emekçi sınıfların sanatçısı olma iddiasında olanların da her zaman iyi sanat ürünleri ortaya çıkaramadığı gerçeğini asla unutmadan)

Her iki tutumda politiktir. Birincisi -farkında olup olmaksızın-  siyaseten iktidarların “her şeye razı ol” borusunu çalar. İkincisi ise emekçilere ve yoksullara; siyasal iktidarlara karşı özgürlük, barış, demokrasi, eşitlik, değişim ve dönüşüm için “mücadeleye ve değişime hazır ol” mesajı verir.

Sanatçı bunu yaparken -sanat icra ederken- her hangi bir siyasi partinin üyesi olsa dahi; her hangi bir siyasi partinin doğrudan ajitatörlüğünü ve borazancılığını yapmaz. Salt sloganik ve politik olan bir görsellik ve dilden özellikle kaçınır. Toplumsal, politik sorunları olabildiğince sanatın görsel, ses ve dilsel estetiği içinde eriterek -kendi özgünlüğü içinde- görselliğe, sese, yazı, dize ve notalara yedirerek politik ve sanatsal bir tutum sergiler. Sanatçının önceliği doğrudan siyasetin kaba dilini kullanmak değil-estetik bir kaygıyla- siyaseten ve insani açıdan sanatın incelikli ve duyguda hissedilir görselliğini, sesini, notasını ve dilini kullanmak olmalıdır.

Mesela sanatçılar açısından; yokluğu, yoksulluğu, açlığı, dünyada yaşanan savaşları, göçleri, savaşlarda ölen, öldürülen bir halkı, çocukları ve kadın cinayetlerini, iktidarların zorbalığını ve zulmünü, kayıp çocukları, Cumartesi annelerine yapılan zulmü görmeyenden sanatçı olabilir mi?

Her sanat ve sanatçı; insan yaşamının, gerçekliğinin, koşullarının, insanlığın gelişmesinin ve değişmesinin bir yansıması olarak hayat bulur…

Bu bağlamda sanat; edebiyat, şiir, müzik, resim, heykel, tiyatro, dans… Yaşamın bir eleştirisidir. Yaşamın gözlemler, ses, duyular ve duygular üzerinden yansımasıdır.

Dolayısıyla sanat-şiir politiktir…

13 Haziran 2020/ Savaş Karaduman

 

Yazarın bir önceki yazısı
Kapalı
Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Reklamı engelleyerek iyi yapmışın, yazıya odaklanmakta fayda var.