Bir gırgır bir şamata bir kahkaha
Baktım çene çalıyorlar
Balıkçı teknesi… Dalgalar… Kumlar ve Rüzgâr
Ve yanlarına konan bir sürü bir sürü martı kuşları…
Gözleri üzerimde birbirlerine kaş göz edip fısıldaşıp duruyorlar
Sahilde dolaşıyormuşum gün boyu -Bir başıma bir boşlukta yürür gibi-
Yüzümde kırış kırış bir karamsarlık
Yüzümde çizgi çizgi bir hüzün
Yüzümde karış karış bir sakal
Avuçlarımda deniz… Gökyüzü…
Avuçlarımda bir elin sıcaklığı
Gözlerimde -hayatı ıskalayan- güldür güldür bir hoşluk
Derin mi derin bir bakış
Yüreğimde -hiç anlam veremedikleri- bir aşk hali
Âşık mı? Delimi divane mi neymişim? Kimmişim?
Hakkımda konuştukları çok belli
Yanlarına varınca göz göze bakışıp sustular
Ben zaten susmuştum
Hiç değilse şu dalgalar
Şu martı kuşları susmasaydı…
Olsun
Bende yanlarına oturur
Susmalarını dinlerim bir güzel…
Kar yağıyormuş… Yağsın
Yarı çıplakmışım… Üstelik de ıslanmışım
-Zaptı imkânsız- çenem birbirine vuruyor titriyormuşum
Ellerim ayaklarım üşümüşmüş bir de… Üşüsün
Yüreğimde aşkın… Avuçlarımda bir elin sıcaklığı
Yeter de artar bile…
Ekim 2022/ Savaş Karaduman
