Aktüel Yorum

Afrin’e dair bazı sorular…

Günlerdir Afrin’le yatıp Afrin’le kalkan Türkiye’ye; özellikle de sürekli savaş naraları atan, kaleminden ve ağzından kan damlayan Türkiye’nin Yerli ve Milli (!) güçlerine birkaç sorum olacak:

1-Türkiye Afrin’i işgal edemeyeceğine göre; ağır zayiata; insani, askeri, siyasi ve ekonomik ağır kayıplara rağmen işgal etse bile orada kalıcı olamayacağına göre Afrin’de kendisiyle yapıcı, kalıcı ve kardeşce ilişkiler kurmak isteyen Kürtlerin mi olması yoksa kendisine düşman ve ilk fırsatta harekete geçecek olan kanlısı Esed’in mi olması daha iyi? Orta ve uzun vadede Türkiye için en uygun seçenek hangisi?

2- Bölgesel güç mücadelesinin yeni adresi Afrin’de yaşanacak savaşın faturasını Kürtler ve Türkler ödeyecek ancak onlar birbirini tüketirken yeni güç dengelerini de başkaları inşa edecek! Türkiye’nin Afrin saldırısı özünde kime hizmet edecek? Hangi bölgesel veya küresel güç bundan istifade edecek? Yayladağı’nda, Reyhanlı’da Kürt bayrağı yerine Rus bayrağının dalgalanması için mi bunca insan ölecek? Bunca kan ve gözyaşı bunun için mi dökülecek?

3- Suriye, İran ve Rusya’nın Türkiye’yle yaşadıkları ve geçmişten günümüze taşıdıkları sorunlar Kürtler darbelendikten sonra ortadan kalkacak mı? Bu ülkelerle yaşanan tarihi sorunlar Kürdistan meselesi ortaklaşa bastırıldıktan sonra buhar olup uçacak mı? Yoksa bu sorunlar gelecekte yeniden hortlayacak mı? Türkiye bir süre sonra Kürtlere – tarihi her kırılma anında olduğu gibi- yine ve yeniden ihtiyaç duymayacak mı?

4-Ortadoğu yeniden dizayn edilirken, küresel güç odakları kendi çıkarları ekseninde bölgede yeni güç dengeleri inşa ederken sizce Kürtler ne yapmalı? 100 yıl önce İngiliz-Fransız emperyalistlerinin ellerinden aldıkları ülkelerine, kimliklerine ve geleceklerine sahip çıkmalı mı yoksa çıkmamalı mı? Kürtler hep köle, hep başkalarının askeri olarak mı kalmalı? Kendi ülkelerinde kimliksiz, haksız, hukuksuz, baskı altında, aşağılanarak yaşamaya devam mı?

5-Ne yapsın Kürtler? Nedir sizin Kürtler için istediğiniz? İnkardan, imhadan, işgalden başka Kürtlere ne vaat ediyorsunuz? Bin yıldır sizinle birlikte yaşayan ve başınız her sıkıştığınızda yanınızda olan Kürtler düşman, tarihi sorunlar, krizler, savaşlar yaşadığınız Suriye, İran ve Rusya dost (!) öyle mi? Hatta Kürtleri size satmasını (!) istediğiniz Amerika’yla bile yeniden dost olabilir, ona hizmete kaldığı yerden devam edebilirsiniz değil mi? Yeter ki Kürtler olmasın kim olursa olsun zihniyeti size Kürtlerden daha çok zarar vermeyecek öyle mi?

6- Amerika’nın Kürtlerle ilişkisi sizi çileden çıkarıyor ve Kürtlere karşı içinizi nefretle dolduruyor değil mi? Kürtlerin Türkiye’ye rağmen Amerika ya da başka bir güçle ilişkiler kurması sizin için beka (!) meselesi öyle mi? Peki madem öyle ve madem bu kadarçok rahatsız, tedirginsiniz de neden Anadolu’daki egemenliğinizi borçlu olduğunuz ve her sorunda kapısına koştuğunuz bu kardeş(!) halkla eşit, kalıcı ve yapıcı ilişkiler kurmuyorsunuz? Maden Kürtleri başkaları size karşı kullanıyor; size karşı onlara uğursuz roller biçiyor ve madem Kürtlerin eksikleri, hataları var, fakat siz neden Kürtlerle kardeşliğin gerektirdiği adımları atarak birleşmiyorsunuz? Neden aradaki sorunları çözmüyor; size elini uzatmış Kürt kardeşlerinizin elini tutarak onları yanınıza alacak basireti ve sağduyuyu göstermiyorsunuz?

7- Ayrıca neden tam da bu süreçte; gerginlik bu kadar tırmanmışken, provakasyonlar artmış, halkların geleceğine yönelik kanlı tuzaklar kurulmuşken Kürtlere hem kin ve nefret kusuyor hem tehlikeli provakasyonlar yapıyorsunuz? Neden Kürtlerin ölüleriyle uğraşıyor, mezarlarını kepçelerle yıkıyor, kanlı boğazlaşmaların yolunu açıyorsunuz? Her şey bir yana Kürtlerin ölülerine saldırmanının utancıyla nasıl başa çıkacak, çocukları o mezarlarda yatan insanların ve Kürt halkının yüzüne nasıl bakacaksınız?

8- Kaç gündür kin ve nefret kustuğunuz Afrin’in Kilis’in doğal uzantası bir şehir olduğunu bilmiyor musunuz? Kobani dediğiniz yer Suruç’a bir taş atımı mesafede değil mi? Nusaybin’de hapşıran biri için Kamışlo’dan ‘çok yaşa’ sesi yükselmez mi? Bu şehirler arasındaki coğrafi bütünlük görmezden gelinebilir mi? Dünya kurulduğundan bu yana bu böyle değil mi! Siz bunu tel örgütlerin ya da beton bariyerlerin değiştireceğini mi sanıyorsunuz? Ayrıca sizin tarihten haberiniz var mı? Buraları 100 yıl önce emperyalizm bölmedi mi? Onların böldüğü bu yerleşim yerlerinin birleşmesi bir hak ve ayrıca bir kader değil mi? Siz bunun önüne niçin ve kimin adına geçmek istiyorsunuz?

9- Aslında siz kendinizden korkuyorsunuz değil mi? Bu zihniyetiniz ve yaptıklarınızın bir gün önünüze çıkacağından çekiniyor; tarihin, toprağın ve insanın gazabından kaçıyorsunuz değil mi? Peki bu kaçış sizin için bir kurtuluş olabilir mi? Ayrıca kaçarken hata üstüne hata yapmanız sizi yeni bir felakete sürüklemez mi? Sahi sizin tarihle,toprakla ve insanla yüzleşmekten başka bir seçeneğiniz ve Kürtlerden ve Kürdistan başka gidecek bir yeriniz var mı?

10- Son olarak; siz nasıl bir Türkiye öngörüyorsunuz? Geçmişte olduğu gibi yine düşmanlık üzerinden otoriter, baskıcı, inkarcı, imhacı ve talancı bir yapılanmanın sağlandığı ve dolayısıyla ‘devlet-millet çatışmasının‘ yaşandığı, devletin küresel sistemin bekçisi, ülkenin de çöplüğü ve kışlası olarak kaldığı bir Türkiye mi; yoksa, zamanı iyi okuyan ve halkın temel taleplerini demokrasi içinde karşılayan, Kürtlerle ve Anadolu’nun bütün demokratik dinamikleriyle birlikte kurulan; barış içinde özgürce yaşanan ve dünyada saygın bir yeri olan demokratik bir Türkiye mi?

Sizce hangisi Yerli ve Milli, hangisi dış kökenli?

Afrin’e saldırmadan önce bir cevap verseniz iyi olurdu…

17.01.2018

gunayaslan@hotmail.de

Yazarın bir önceki yazısı
Kapalı
Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Reklamı engelleyerek iyi yapmışın, yazıya odaklanmakta fayda var.